'Supercentenarian' ya da 'Süper asırlık' yani 110 yaşını devirmeyi başaran kişiler, 100 yaşını aşanlara (Centenarian) göre yaşam süresi araştırmalarında daha yararlı bilgiler sunuyor. Aralarındaki farkın sebebiyse sadece Supercentenarian’ların Centenarian’lara göre daha uzun yaşaması değil; yaşa bağlı kronik hastalıklarla daha iyi mücadele etmeleri.
Tech Explorist’te yer alan habere göre Supercentenarian’lar; Alzheimer, kalp rahatsızlıkları ve hatta Centenarian’ları etkileyen kansere karşı dirençli olabiliyorlar ancak neden bazı insanların bu ‘seçkin’ gruba girdikleri bazılarınınsa giremedikleri net olarak bilinmiyor.
Supercentenarian’ların gizemi çözülebilir:
Bilim insanları, gerçekleştirilen yeni bir çalışmada ilk kez 114 yaşındaki bir kadının hücrelerini uyarılmış Pluripotent Kök Hücreleri (iPSCs) içerisinde yeniden programladı. Yapılan çalışma, bilim insanlarının neden Supercentenarian’ların daha uzun ve sağlıklı bir ömür sürdüğü üzerindeki gizemi aydınlatmasına imkân verecek.
Bilim insanları; yukarıda da bahsettiğimiz 114 yaşındaki kadından, 43 yaşındaki sağlıklı bir bireyden ve erken yaşlanma hastalığı (progeria) olan 8 yaşındaki bir çocuktan aldıkları kan hücrelerini, iPSCs içerisinde yeniden programladı. Araştırmacılar, daha sonra bu hücreleri mezenkimal kök hücrelerine dönüştürdü. Mezenkimal kök hücreleri, vücudun yapısal dokularının korunmasına ve onarılmasına yardımcı olan hücre tipleridir.
Çalışmanın sonucunda Supercentenarian hücrelerinin; sağlıklı hücre ve progeria örneklerine göre daha hızlı dönüşüm geçirdiği görüldü. Ayrıca tıpkı beklendiği gibi koruyucu DNA başlığı olan ve biz yaşlandıkça küçülen telomerlerin de yenilendiği görüldü.
Gerçekleştirilen bu araştırmaya birlikte teknolojik bir engel aşılmış oldu ve bundan sonra benzer örneklem grupları üzerinden farklı hücreler için de çalışmalar başlayabilir.
Kaynak: Webtekno