Toplanan 100.000’den fazla imzaya rağmen Namibya hükumeti, 170 vahşi fili uluslararası alıcılara satıyor. Bu satışı durdurmak için yapılan isteğin arkasındaki çevreciler, insan – fil çatışmasının Çevre, Orman ve Turizm Bakanlığı tarafından abartıldığını ve fillerin artık 29 Afrika ülkesinde soyunun tükenmiş olmasına rağmen çevrenin hayvanlarla dolu gibi gösterildiğini söylüyor.
Filler, yasa dışı öldürmelerle giderek daha fazla büyüyen tehlikelerle karşılaşıyorlar. Geçtiğimiz yüz yıl içerisinde Afrika, sahip olduğu fillerin neredeyse %95’ini kaybetti ve hayatta kalanların da her yıl %8-10’u öldürülüyor.
Namibya hükumeti tarafından yakalanan fillerin bazıları, Afrika kıtası boyunca sürülerin bin yıllardır yaptığı gibi devasa göçler yapan, devlet sınırlarını geçen sürülerden oluşuyor. Hayvanları korumaya çalışan çevreciler, bu hayvanların gezgin yaşam tarzlarının herhangi bir ülke tarafından sahiplenilemeyeceklerini ve bu yüzden de kötü davranılamayacağını, öldürülemeyeceklerini veya yerel hükumet kuralları altında satılamayacaklarını söylüyor.
National Park Rescue Operasyon Direktörü çevreci Mark Hiley tarafından hazırlanan bir rapora göre Namibya Hükumeti, “çok fazla” fillerinin olduğunu iddia ediyor ancak resmi sayıları sadece 23.736 ve bu da kendilerinden daha küçük olan komşuları Botsvana’nın sahip olduğu 130.000’in çok altında. Çevreciler, bu fillerin yaklaşık 17.256 ve 20.000 arasında bir kısmının Namibya, Angola, Zambiya ve Botsvana arasında gezen sınır-ötesi göç fillerinden oluştuğunu ve Namibya’nın sürekli sınır içerisinde bulunan sayısının muhtemelen 5.688 civarında olduğunu tahmin ediyorlar.
Botsvana’da bulunan nüfuslar da geçtiğimiz yıl kendi trajedilerini yaşadılar ve yüzlerce fil, toplu bir şekilde hayatını kaybetti. Bu ölümün tam sebebi belli olmasa da, küçük su birikintilerindeki siyanobakteriler kaynaklı olduğu düşünülüyor.
Namibya Hükumeti, 2017 yılında düzenlenen ilk Afrika Geneli “Büyük Fil Araştırması“na katılmayı tartışmalı bir şekilde reddetti ve bu da nüfusların tahmini için standartlaştırılmış metodolojiyi takip etmeyerek sayıları ve insan-vahşi yaşam çatışmasını abartmış olabileceği anlamına geliyor. Daha yüksek avcılık kotaları, hayvanat bahçelerine satım ve fildişi üreten öldürmeler gibi para getiren uygulamaların da bu sayıların abartılmasına katkıda bulunmuş olabileceği düşünülüyor.
Kaynak: Chip