Astronomide son yüz yılda inanılmaz başarılar elde edildi. Bunları da yenilikçi araçların geliştirilmesi sayesinde başardık. İlk günlerde evrenin sınırlarına giderek daha fazla sayıda teleskop ile bakıyorduk. Ancak teleskopların sınırlarının üstesinden gelmek için güçlü yaklaşımlar gerekiyor ve eski bir fikir şimdi devrimci bir proje olarak yeniden öneriliyor.
Böyle bir çalışmanın ürünü olarak ortaya çıkan Ultimately Large Telescope, astronomların yeni önerisi. Adından da anlaşılacağı gibi, bilim ve mühendisliğin sınırlarını gerçekten zorlayacak bir proje. Teleskobun 100 metre çapında bir birincil aynaya sahip olması düşünülüyor. Böyle bir boyuta ulaşmak için ayna, doğru parabolik şekli elde etmek için sürekli olarak dönen yansıtıcı bir sıvıdan meydana gelmeli. Dahası, araştırma ekibi bu devasa teleskobun Dünya’nın atmosferinin yarattığı engellemelere takılmaması için Ay’da inşa edilmesini öneriyor.
Onlarca yıldır yıldızları inceleyen bir teorisyen olan ekip üyesi Profesör Volker Bromm, “Astronomi tarihi boyunca, teleskoplar daha güçlü hale geldi ve birbiri ardına daha önceki kozmik zamanlardan kalma kaynakları araştırmamızı sağladı” diyor. Örneğin, yakında hizmete girecek olan James Webb Uzay Teleskobu (JWST), galaksilerin ilk oluştuğu zamana kadar ulaşabilecek. Ancak galaksilerin henüz ortaya çıkmadığı, daha erken bir dönem var. Bu dönemden kalma ışığı JWST teleskobu bile göremiyor. Bunun için gerçekten “ultimate” bir teleskoba ihtiyaç var ve bu teleskop için gözler, Ay’a dikilmiş durumda.
Teleskobun Ay’ın güney kutbundaki bir kraterin içine inşa edilmesi düşünülüyor. Sabit kalacak ve sürekli uzayın belli bir bölgesini gözlemleyecek. Tahminlere göre bu teleskop sayesinde, 13 milyar yıl öncesinden kalma ışığı görebilme imkanına sahip olacağız.
Kaynak: Chip