ABD Savunma Bakanlığı (DoD), Kongre’nin iznini ve finansmanını bekleyen yeni bir yüksek verimli nükleer yerçekimi bombası üretme planını açıkladı.
Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, B61 nükleer yerçekimi bombasının B61-13 olarak adlandırılacak modern bir versiyonunu oluşturmaya çalışıldığı söyleniyor. Bu bomba, 360 kilotona kadar patlama üretebilen Soğuk Savaş dönemi bombası B61-7 ile benzer bir güce sahip olacak. Karşılaştırma için belirtmek gerekirse, Amerika’nın İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda Hiroşima’ya attığı bombanın, 16.000 ton TNT’ye eşdeğer bir patlama ürettiği anlamına gelen 16 kilotonluk bir gücü vardı.
Yeni bombalar, ABD’nin yaşlanan nükleer stokundaki eski silahları yavaş yavaş ortadan kaldıracak ve Savunma Bakanlığı, bunun Joe Biden’ın “belirli daha sert ve geniş alanlı askeri hedeflere karşı ek seçenekler” sağlayacağını söylediği modern uçaklarla atılabilecek.
Uzay Politikasından Sorumlu Savunma Bakan Yardımcısı John Plumb yaptığı açıklamada, “Bugünkü duyuru, değişen güvenlik ortamını ve potansiyel düşmanlardan gelen artan tehditleri yansıtıyor” dedi ve devam etti: “ABD’nin, inandırıcı bir şekilde caydırmak ve gerekirse stratejik saldırılara yanıt vermek ve müttefiklerimize güvence vermek için ihtiyaç duyduğumuz yetenekleri değerlendirmeye ve sahaya sürmeye devam etme sorumluluğu vardır.”
Yerçekimi Bombası Nedir?
“Yerçekimi bombası” adı, yer çekiminin nükleer bir patlamayla çarpıtıldığı bilim kurgu görüntülerini akıllara getiriyor olsa da, “serbest düşüş bombası” ve “aptal bomba” gibi alternatif isimleri, nasıl çalıştığını biraz daha iyi açıklayabilir. Yerçekimi bombaları, basit bir şekilde, uçaklardan hedeflerine bırakılan, güdüm sistemlerinden herhangi bir rota düzeltmesi gerektirmeden balistik yörüngelerine devam eden bombalardır. Yönlendirme sistemleri II. Dünya Savaşı sonrasına kadar geliştirilmediğinden dolayı, o zamandan önceki tüm bombalar yerçekimi bombaları olarak tanımlanabilir.
Nükleer Bombaya Hayır Derken, Yenilerini Geliştiriyorlar
1968 yılında ABD, “Nükleer silahların ve silah teknolojisinin yayılmasını önlemeyi, nükleer enerjinin barışçıl kullanımında işbirliğini teşvik etmeyi ve nükleer silahsızlanma ile genel ve tam silahsızlanma hedefini ilerletmeyi” amaçlayan Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’nı imzaladı. Ama ne yazık ki Dünya’daki nükleer silah stoklarının yüzde 89’u hala ABD ve Rusya’ya ait.
Kaynak: Chip