Teknolojinin de gelişmesiyle birlikte bilim dünyası tarafından üretilen yapay etler de giderek gerçeğe yaklaşıyor. Avustralya’daki bilim insanları, jöle benzeri yeni bir materyal ürettiler. Bilim insanlarının açıklamalarına göre bu materyal, gerçek deri, bağ ve hatta kemik kadar dayanıklı ve güçlü.
Çalışma ekibinin içinde yer alan kimyager Luke Connal, hidrojelden ürettikleri özel kimya sayesinde materyalin kendini tıpkı insan derisi gibi iyileştirebildiğini söyledi. Normalde güçsüz olan hidrojellerden oluşan bu materyal, ağır nesneleri kaldırabilecek ve nesnelerin şeklini değiştirebilecek kuvvete sahip.
Gelecek için büyük bir gelişme:
Böylesine özelliklere sahip yumuşak yapılı bir materyal üretmek, gelecek nesillerde robot ve biyomedikal cihazlarda büyük rol oynayabilir. Bir objenin şeklini değiştirebilen hidrojel üretmek, bilim insanlarının üzerinde uğraştıkları bir şeydi. Böyle bir materyalin neler yapabileceğini deniz analarından örnek verebiliriz.
Bazı hidrojel türleri mekanik baskıya dayanabiliyorken diğer türler kendini iyileştirebilme yeteneğine sahip. Birkaç tür hidrojel de objelerin şeklini koruyabiliyor ve rengini değiştirebiliyor. Ancak bugüne kadar hiç kimse farklı hidrojellerin işlevlerini tek bir jelde birleştiremedi.
Bunu başaran ekip, materyallerini birkaç teste soktu. Test sonuçlarına göre bilim insanları, güçlü, sert, yorulmaya dirençli, kendini iyileştirebilen ve şekilleri değiştirebilen ya da koruyabilen ilk hidrojeli ürettiklerini açıkladı.
Bu materyali kullanan bilim insanları, hiçbir çatlak oluşmadan ince et dokuları üretmeyi başardı. Bu tabakalar ısıtıldığında ya da soğutulduğunda farklı şekillere girebiliyor ve bir yöne doğru bükülebiliyor. Yani ısıya göre tepki veriyor.
Diğer hidrojellerden çok daha verimli:
Şekil değiştirme süreci 10 dakikayı bulabilen birçok hidrojel türünün aksine bu jel, yalnızca 10 saniye içinde şekil değiştirebiliyor. Üretilen yeni hidrojele bu hızı sağlayan şey ise dinamik hidrojen bağı ve dinamik karbon-nitrojen bağının birlikte çalışması.
Dinamik bağlar, uyarıcılara tepki verebiliyorlar. Bu da onları çevresel adaptasyon ve kendini iyileştirebilme yeteneği için muhteşem bir seçim yapıyor. Karbon-nitrojen (imin) bağları ise sahip olduğu reaksiyon kinetiği sayesinde kendini iyileştirebilme yeteneğini hızlandırabiliyor.
Tamam, oldukça güzel bir materyal, ama bunu yapmak ne kadar zor? Düşündüğünüzün aksine bilim insanlarının açıklamasına göre bu materyali üretmek için yalnızca basit kimya yeterli oluyor. Hatta eğer diğer polimerler de moleküler karışıma eklenirse çok daha fazla işlev elde edilebilir.
Kaynak: Webtekno