Koronavirüs salgınının başlangıcının üzerinden bir buçuk yıl geçti. Bu süreçte bilim bir yandan virüsün sebep olduğu hastalık ile nasıl mücadele edeceğine, bir yandan aşı çalışmalarına bir yandan da salgının kaynağını bulmaya yöneldi. Tüm bu alanlarda binlerce bilim insanı çalışmalar gerçekleştirdi. Nihayetinde hastalıkla nasıl mücadele edeceğimiz konusunda da aşı konusunda da önemli gelişmeler kaydettik.
Ancak salgının kaynağının ne olduğu noktası, belki de en büyük tartışmaların yaşandığı noktaydı. Bu noktada iki ihtimal üzerinde duruldu; salgın yarasalar ya da farklı bir taşıyıcı hayvan aracılığı ile insana bulaşmıştı ya da bir laboratuvar ortamında yapılan deneyler esnasında üretilmiş ve yaşanan bir sızıntı sonrası insanlara bulaşmıştı.
Dünya Sağlık Örgütü iki ihtimali de yerinde araştırdı:
Salgının üzerinden bir yılı aşkın bir süre geçmişken, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), salgının başlangıç noktası olan Wuhan’a gitti ve burada incelemelerde bulundu. İncelemeler virüsün kaynağını bulmaya yönelikti ve bu süreçte laboratuvar teorisi de değerlendirildi.
Sonrasında gelen açıklamalar ise bilim çevrelerince tatmin edici bulunmadı. Bunun sebebi ise DSÖ’nün aynı zamanda incelemeleri sırasında verilere erişim noktasında sıkıntılar yaşadıklarını, laboratuvarlarda yeterli inceleme yapamadıklarını açıklaması oldu.
ABD, İngiltere, Kanada ve İsviçre’den 18 uzman, laboratuvar ihtimalinin değerlendirilmesini istiyor:
DSÖ’nün açıklamalarını ve raporunu yeterli bulmayan 18 bilim insanı, laboratuvar sızıntısı ihtimalinin hâlâ değerlendirilmesi gereken bir ihtimal olduğunu söylüyor. Science dergisinde yayınlanan bir açıklamada duruma dikkat çeken bilim insanları, durumun şeffaf bir şekilde incelenmediğine ve sunulan verilerin bilimsel bir değerlendirme ve sonuca varma için yetersiz olduğuna işaret ediyor.
Açıklamada aynı zamanda DSÖ tarafından yayınlanan 313 sayfalık raporun yalnızca dört sayfasında laboratuvar incelemelerine dair bilgi bulunduğuna dikkat çekiliyor. Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden bir immünolog ve açıklamanın ortak yazarlarından biri olan David Relman, sızıntı hipotezinin “aceleyle ve özellikle de DSÖ tarafından dikkatli bir değerlendirme yapılmadan reddedildiğini” düşündüğünü söylüyor. Açıklamada adı bulunan pek çok bilim insanının konuya ilişkin genel değerlendirmesi de bu yönde.
Oklar Wuhan Viroloji Enstitüsü’ne çevrilmişti:
Bahsi geçen laboratuvar sızıntısı ihtimaline dair genel inanış, Çin’de bilim insanlarının koronavirüs ve genel olarak virüsler üzerine araştırma yaptıkları Wuhan Viroloji Enstitüsü üzerinden şekilleniyor. Burada yürütülen araştırmalar sırasında kazara ortaya çıkan bir sızıntının virüsü yaymış olabileceği düşünülüyor.
DSÖ’nün gerçekleştirdiği çalışmalarda laboratuvarın yerinin 2019’da Aralık ayının başlarında değiştiği ortaya çıkmıştı. Laboratuvarın taşındığı yeni bölge ise yine Aralık 2019’da ilk COVID-19 vakalarının bildirildiği Huanan Deniz Ürünleri Toptan Satış Pazarı’na yaklaşık 12 km uzaklıkta. Bu da virüsün yayılımı ve bu laboratuvar arasında bir bağlantı kurulmasına yol açtı. Ancak şu an için bu durumu sonuca bağlamamızı sağlayacak yeterli bilimsel veri bulunmuyor.
Kaynak: Webtekno