Tarih öncesi insan toplumlarındaki ölümlerin sebepleri, insan kalıntılarındaki travma varlıkları özel metodlarla araştırılar artık gün yüzüne çıkartılabiliyor. Örneğin, Kolomb öncesi kalıntılarının yakın tarihli bir analizi, erkeklerin %21’inin şiddete bağlı travma belirtileri olduğunu ortaya koydu. Bu tür araştırmaların çoğu şu anda kafatasları ve iskeletin diğer kısımları üzerinde yoğunlaşmış olsa da araştırmalarda, mumyaların korunmuş yumuşak dokuları daha zengin bir bilgi kaynağı oluyor.
Délémont erkek mumyasının kafatasının 3D BT taraması.
Yayınlanan yakın tarihli bir çalışmada araştırmacılar, 19. yüzyılın sonlarından beri Avrupa müzelerinde korunan Kolomb öncesi üç Güney Amerika mumyasını 3D bilgisayarlı tomografi (3D CT) kullanarak incelediler.
Marburg mumyası
Marburg mumyası, günümüzün kuzey Şili‘sindeki bir uygarlığına ait. Onunla birlikte gömülmüş olan mezar eşyalarına bakıldığında muhtemelen bir balıkçı topluluğunda yaşadığı düşünülüyor. Çökmüş şekilde gömülen, yanlış hizalanmış dişler ve bazı sıyrıkları olduğu görülen Marburg mumyası, yapısal olarak iyi korunmuş. Aortunun ve büyük arterlerinin durumu, Marburg mumyasının hayatında damar sertliği şikayeti olduğunu gösteriyor. Akciğerlerinde de, geçmişte muhtemelen geçirdiği şiddetli tüberkülozdan izler gözlenen mumyanın kemik özelliklerine bakarak yaşının 20 ila 25 arasında ve 1.72 metre boyunda olduğunu tahmin ediliyor.
“Delémont erkeği” (sağda) ve “Delémont kadını” (solda)
Güney Amerika’nın dağlık bölgelerinden gelen mumyalar için alışılmadık bir şekilde, yüzleri yukarı bakacak şekilde gömülmüş olan mumyaların radyokarbon verileri, adamın MS 902 ile 994 yılları arasında, kadının ise MS 1224 ile 1282 yılları arasında öldüğünü gösterdi. Yapılan araştırmalar, Delémont erkek mumyasının ve Marburg mumyasının kasıtlı bir şiddet nedeniyle olay yerinde öldüğünü gösteriyor. Cinayetin işlenişine dair birkaç teori olmasıyla birlikte, saldırganların Marburg mumyasının kafasına tam güçle vurarak, Delémont erkek mumyasının ise kafasına yapılan bir darbe sonrasında bıçaklanmasıyla öldürüldüğü söylendi.
Araştırmacılar “3D rekonstrüksiyon fırsatı sunan modern CT taramalarının mevcudiyeti, aksi halde tespit edilemeyecek olan bedenlere dair benzersiz bir fikir sunuyor. Önceki çalışmalar ya mumyayı yok edebilirdi, oysa X-ışınları ya da üç boyutlu yeniden yapılandırma işlevleri olmayan eski BT taramaları burada bulduğumuz tanısal anahtar özellikleri tespit edemezdi.” dedi.
Kaynak: Teknolojioku