Sadece tek bir günde, dünya genelinde ortalama 200.000’den fazla uçuş yapılıyor. Buna, toplamın yaklaşık yarısını oluşturan ticari, kargo ve charter uçaklarının yanı sıra iş jetleri, özel uçaklar, helikopterler, hava ambulansları, hükümete ait ve askeri uçaklar, insansız hava araçları, sıcak hava balonları ve planörler de dahil.
Çoğu, uçağın konumunu ve diğer uçuş verilerini hava trafik kontrolüne ileten bir cihaz olan transponder ile donatılmış durumda ve bu cihazdan gelen sinyal, ADS-B adlı bir teknolojiye dayalı alıcılarla yakalanabiliyor.
Flightradar24 gibi uçuş izleme sitelerinin yaptığı da kısaca bu: Kullanıcılara gökyüzündeki her şeyin gerçek zamanlı anlık görüntüsünü sağlamak.
ABD Meclis Başkanı Nancy Pelosi’yi taşıyan bir ABD Hava Kuvvetleri uçağı geçtiğimiz Ağustos ayı başlarında Tayvan’a iniş yaptığında, uçuş izleme hizmeti Flightradar24 aracılığıyla 700.000’den fazla kişi bu uçuşu takip ediyordu. Üstelik bu sayı, sadece iniş anında kaydedilen sayıydı.
Boeing 737’nin C-40 adlı askeri versiyonu olan uçak, Çin ordusuyla karşılaşmamak için dolambaçlı bir yola çıkmadan önce Malezya’daki Kuala Lumpur’dan ayrıldı. Uçak yavaş yavaş kuzeye yönelirken çevrimiçi konuşmaları ateşledi. Sonuç olarak, yedi saatlik yolculuğun en az bir kısmını takip eden 2.92 milyon kişi ile bu uçuş, Flightradar24’te tüm zamanların en çok izlenen uçuşu oldu.
Flightradar24’ün sahibi kim?
Site, Flightradar24 AB isimli İsveç’li bir şirkete ait ve site aracılığıyla canlı bir hava trafik kontrol haritası sunuyor. Şirket ayrıca hava durumu haritaları, ATC sınırları, havacılık çizelgeleri, uçuş geçmişi ve diğer havacılık metriklerinin yanı sıra hava kabini takibi de sağlıyor. Flightradar, dünyanın her yerindeki bireylere ve işletmelere ücretsiz ve premium olarak hizmet sunuyor.
Flightradar24 tesadüf eseri kuruldu
Flightradar24 web sitesi, 2006 yılında İsveç’te “tamamen tesadüfen” kuruldu, Flightradar24’ün iletişim direktörü Ian Petchenik, başlangıçta asıl amaçlarının trafiği bir uçak bileti fiyat karşılaştırma sitesine yönlendirmek olduğunu söylüyor. Başka bir deyişle amaçları, ziyaretçilere uçuş fiyatlarını karşılaştırabilecekleri bir hizmet sunmaktı.
Flightradar24, ilk kez 2010 yılında İzlanda’daki bir yanardağın patlaması binlerce uçuşu durdurduğunda ve dört milyon ziyaretçiyi cezbettiğinde dünya çapında tanınırlık kazandı. Petchenik şöyle diyor: “Bu kesinlikle bizim uluslararası etkinliklere ilk girişimizdi ve hava trafiğini gerçek zamanlı olarak halka göstermenin nasıl etki yapabileceğini görmemizi sağladı. Aldığımız ziyaretçi sayısı web sitesini çökertebilirdi.”
İlgi sürekli artıyor
Pelosi’nin uçuşundan önce, Flightradar24’te en çok izlenen uçuş rekoru Rus muhalefet lideri Alexei Navalny’nin hapse atılacağı Rusya’ya dönüş yolculuğuna aitti. Ocak 2021 uçuşu, 550.000 kişi tarafından izlendi. Nisan 2020’de ise, yaklaşık 200.000 kişi Ankara semalarında Türk ulusal bayrağının hilal ve yıldız sembollerini çizen bir Boeing 777’yi izlemişti. Bu, daha önceki rekordu.
Daha da öncesinde, Eylül 2017’de binlerce kişi, cesur bir Delta Boeing 737’nin Porto Riko’ya inmek için Irma kasırgasına doğru uçmasını izlemişti.
Büyük olayları bir kenara bıraksak bile, uçuşları takip eden insan sayısı sürekli artıyor: “Siteyi sevdiklerini takip etmek, kendi uçuşlarını takip etmek veya bir uçuşu bulmak için kullanan birçok insan görüyoruz. O günün ilerleyen saatlerinde uçağın geleceğinden emin olmak isteyenler de buna dahil” diyor Petchenik ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “Başka bir kullanım örneği, havacılığa çok ilgi duyan veya belirli uçak türlerini takip etmeyi gerçekten seven kişiler. Ayrıca havaalanına gidebilir, uygulamayı indirebilir ve neler olduğunu görebilirsiniz. Havacılık endüstrisi, bir uçağa sahip oldukları ve kiraladıkları için veya bir uçak filosuna sahip oldukları ve onları takip etmek istedikleri için bize başvurabiliyor. Son olarak, çok fazla uçuş verisine sahip olmak için profesyonel olarak yatırım yapan insanlar var. Endüstri tahminleri yapabilmek için büyük veri kümeleri kullanan havayolları, havaalanları, uçak üreticileri gibi…“
Veriler nasıl toplanıyor?
Flightradar24, verileri toplamak için, Antarktika gibi uzak bölgeleri bile kapsayan, yaklaşık 34.000 üniteyle dünyanın en büyüğü olduğunu söyledikleri kendi ADS-B alıcı ağına sahip. Alıcıların yaklaşık dörtte biri Flightradar24 tarafından inşa edildi. Ancak çoğunluğu verileri gönüllü olarak sağlayan meraklılar tarafından oluşturuldu. Bir alıcı inşa etmek nispeten ucuz olduğu için – bileşenler toplamda yaklaşık 100 dolara mal oluyor – Flightradar24’ün 2009’da ağını halka açmaya başlamasından bu yana birçok kişi kaydoldu.
Küresel olarak uçuşları izlemek için yoğun bir alıcı dizisi gerekiyor. Ancak ağın seyrekleştiği okyanuslarla ilgili bariz bir sorun var. Peki açık su üzerindeki uçuşları nasıl kapsama alabiliyorlar?
Petchenik, “Bulabildiğimiz her yerde adalar bularak ve orada alıcılarımız olduğundan emin olarak” diyor ve devam ediyor: “Ancak son zamanlarda okyanusta uçakları daha iyi takip edebilmek için uydu tabanlı ADS-B alıcılarına yöneldik. Yine de en baskın veri kaynağımız halen kendi karasal ağımız.“
Bu kadar ayrıntılı ve yerelleştirilmiş miktarda veriye sahip olmak, acil durumlar ve kazalar hakkında erken bilgi edinmek için de faydalı olabiliyor. “Gelen her şeyi sunucularımıza kaydediyoruz ve gerekirse belirli bir alıcıya geri dönüp ham verileri çıkarabiliyoruz. Bir kaza olduğunda veya bir hava seyrüsefer hizmet sağlayıcısından veya kaza soruşturma şubesinden bir talebimiz olduğunda bunu yapıyoruz” diyor Petchenik.
Bazen veriler, resmi bir soruşturma yapılmadan önce bir kazanın nedenini ortaya çıkarabiliyor. 24 Mart 2015’te yardımcı pilot tarafından kasıtlı olarak bir dağa çarptırılan Germanwings Flight 9525 örneğinde, veriler çok net bir resim ortaya koydu. Petchenik şunları söylüyor: “En eksiksiz veri setinde karşımıza çıkan parametrelerden biri, Germanwings uçuşu durumunda aldığımız, MCP ALT denen bir şey. Bu, uçağın otopilotuna hangi irtifada uçacağını söylemek için döndürülen topuz. O uçaktaki verilere bakıldığında, bu irtifa değeri sıfıra ayarlanmıştı. “
Her uçak takip edilebiliyor mu?
Uçak sahipleri veya hava yolu şirketleri, genellikle de askeri, devlet veya özel uçuşlarda kullanılan uçaklar, verilerinin herkese açık olarak görüntülenmesini engellemeye karar verebiliyor. Örneğin, Federal Havacılık İdaresi tarafından sürdürülen “Görüntülenen Uçak Verilerinin Sınırlandırılması” için LADD gibi bir programa kaydolabiliyorlar ve böylece takip edilemiyorlar. “Bu listeye uyuyoruz” diyor Petchenik ve ekliyor: “Operatörlerin verilerinin farklı, anonim olarak veya bazı durumlarda hiç görüntülenmemesini sağlayan bir program bu. Günlük olarak takip ettiğimiz toplam uçak sayısının yaklaşık yüzde 3’ünde bir tür veri görüntüleme düzenlemesi bulunuyor.”
Kaynak: Chip