COVID-19 pandemisi, sağlık yönünden olduğu kadar dünya genelinde ekonomik, siyasi, eğitim ve daha bir çok açıdan da büyük hasarlara yol açtı. Özellikle toplumsal ve bireysel olarak da olumsuz etkiler oluşturan pandeminin psikolojik ve sosyolojik olarak sebep olduğu hasar da korkutucu düzeyde. Nitekim bu yönde birçok çalışma yapıldı fakat genel itibariyle net bir veri sağlanamadı.
Pandeminin başladığı günden itibaren değişen hayatlarımız, psikolojik olarak birçok farklı sağlık sorununun tetiklenmesine neden oldu. Daha önce yapılan araştırmalarda, pandemi döneminde panik atak, dikkat dağınıklığı, sosyal anksiyete, uykusuzluk ve benzeri gibi psikolojik problemlerin arttığı belirlenmişti. Avustralya’daki Queensland Üniversitesi’nde bulunan araştırmacı bir ekibin gerçekleştirdiği çalışma, geçtiğimiz sene artan psikolojik problemleri gözler önüne seriyor.
76 milyon fazladan anksiyete vakası tespit edildi
2020 yılında dünya çapında anksiyete ve depresyon vakaları korkutucu şekilde artışa geçti. Pandemi sürecinde önceki yıllara göre tahmini 76 milyon fazla anksiyete vakası ve beklenenden 53 milyon fazla da majör depresif bozukluk vakası tespit edildi. Yapılan son araştırmada, ruh sağlığı konusunda kadınların ve gençlerin etkilenme olasılığının erkeklerden veya yaşlılardan daha fazla olduğu belirlendi. Ekstra majör depresif bozukluk vakalarının yaklaşık üçte ikisi ve ekstra anksiyete bozukluğu vakalarının %68’i kadınlar arasında bulunuyor. Genç insanlar durumdan yaşlılardan daha fazla etkilendi. Ekstra vakalar da en fazla 20-24 yaş arasındaki kişiler arasında görüldü.
Pandemi yüzünden artış gösteren psikolojik bozukluklarda Batı Avrupa ve Orta Doğu ilk sıralarda geliyor. Dünya genelinde, 2020 senesinde, 246 milyon majör depresif bozukluk vakası ve 374 milyon anksiyete bozukluğu vakası olduğu tahmin edilirken, bu rakamların beklenenden çok daha fazla olması ise dünyanın geleceğinde insanların ruh sağlığı konusunda korkutuyor.
Kaynak: Webtekno