Gözlerimizi bir yere dikmiş ve çevremizden gelen mesajlara kayıtsız kaldığımız sırada odağımız dış dünyada değil, iç dünyamızda oluyor.
Bunu yaparken neden sabit bir bölgeye bakakalıyoruz ve göz kırpmıyoruz?
Başlıca nedeni beyin fonksiyonlarındaki değişimlerden kaynaklanıyor.
Hayal kurulduğu veya dalgınlaşıldığı sırada beynin görsel korteksinin daha az aktif olduğu beyin tarama çalışmalarında tespit edilmiş bir durum.
Görsel korteks, görsel bilgiyi işleyen beyin bölgesi ve gözlerimiz ile koordineli çalışıyor. Dalgınlık halindeyken görsel korteks daha az aktif olduğundan, gözlerin hareket ve kırpma oranında ciddi azalma görülüyor.
“Nereye daldın gittin öyle?!” sorusunu duymamıza sebep olan şey nedir?
Gözler herhangi bir noktaya bakarken, o noktaya kendini odaklar ve görüntüyü netleştirir tıpkı kameralardaki netlik ayarı gibi.
Beyin, dalgınlık sırasında da aynı eylemi gerçekleştirmek ister. Yani gözlerin zihinde canlanan görüntülere odaklanmasını ister. Fakat gözler odaklanacak bir şey bulamadığı için sabit bir bölgeye doğru “boş boş” bakar.
İşte “boş” bir şekilde uzaklara baktığımız sırada aslında dış dünyadan kopup iç dünyamızda hayalimize odaklanmış oluyoruz. Gözlerimiz ne yapacağını bilemez ve dış dünyaya olan odağını kaybeder. Bu yüzden dış dünyayı bulanık bir şekilde fark ederiz.
Odağımızı tekrar dış dünyaya aktarırken göz kırparız ve bu dalgınlığı ortadan kaldırırız.
Neden göz kırparak dalgınlığımızı sonlandırdığımız konusu ise göz kırpma eyleminin düşünceler arasında dolaştığımız sırada yaptığımız bir başka eylem olmasıyla ilgilidir. İnsanların bir düşünceden diğerine atlama sırasında göz kırpma eylemi gerçekleştirdiği gözlemlenmiştir.
Dalıp gidildiğinde göz kırpma oranı da aynı sebeple azalıyor.
Göz kırpmak, gözün nemlenmesi için bilindışı gerçekleşen bir eylemdir. Hayal kurma sırasında beyin; görsel, işitsel ve diğer duyusal bilgileri işleyerek, dış dünyadan kopuk başka bir dünya yaratır ve odağını bu dünyaya çevirdiğinde göz kırpma oranı ciddi bir şekilde azalır.
2010 yılında Psychological Sience dergisinde yayımlanan bir çalışmada, 15 yüksek lisans öğrencisinden bir kitabın bir bölümünü okumaları istendi. Deneyin amacı, insanların kitap okurken odaklarının kaybolduğu sırada gözlerinin tepkisini gözlemlemekti.
Bu gözlem sırasında insanların odaklanmış durumdayken çok daha az göz kırptığı görülmüştür. Odaklarını kaybettikleri zamanlarda daha fazla göz kırpmışlardır.
Kaynak: Webtekno