En son ne zaman grip veya nezle olduğunuzu hatırlıyor musunuz? Muhtemelen bir yıldan biraz daha uzun bir süre öncedir. COVID-19 önlemleri, bir zamanlar yaygın olan bulaşıcı hastalıklarda önemli bir gerilemeyi de getirdi. Hatta bazı virüslerin tamamen yok olduğu bile düşünülüyor. Ama ne yazık ki, bu “ateşkes” kaçınılmaz olarak sona ermiş gibi görünüyor. Dünyanın bazı bölgelerinde karantinalar gevşemeye başlarken, 2020 boyunca pek görülmeyen diğer bulaşıcı hastalıkların yeniden canlandığını görüyoruz.
2020’nin bazı kısımları boyunca, COVID-19’un yayılmasını kontrol etmek amacıyla dünya nüfusunun yarısından fazlası kapanma önlemlerine uymaktaydı. Tahmin edilebileceği gibi, sosyal temas eksikliği ve iyileştirilmiş hijyen nedeniyle yayılması zorlaşan sadece yeni Koronavirüs değildi.
Mart 2020’nin sonlarında, çoğu karantina başladığında, ABD adenovirüsler, bakteriyel enfeksiyonlar, insan metapnömovirüsü, rinovirüs/enterovirüs, influenza A, influenza B, parainfluenza ve Solunum Sinsitiyal Virüsü (RSV) enfeksiyon sayısında keskin bir düşüş yaşadı. 2020-2021 grip mevsimi de Kuzey yarımkürede son derece hafif geçti ve tipik olarak yaz aylarında görülen vakalarla karşılaştırılabilir bir dizi vaka görüldü.
Ancak işler şimdi eskiye dönmeye başlıyor. ABD’de çeşitli bulaşıcı patojenler için eğilimleri gösteren bir web sitesi olan SyndromicTrends.com, insan rinovirüs enfeksiyonlarının (temel olarak soğuk algınlığı) ve ayrıca parainfluenza düzeylerinin şu anda Haziran 2019’da görülen benzer seviyelerde olduğunu söylüyor.
Sağlık yetkilileri de bu geri dönüşlere dikkat çekmeye başlıyor. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), Güney ABD’nin bazı bölgelerinde mevsimler arası solunum sinsityal virüsü (RSV) oranlarında kayda değer artış konusunda uyardı. Bir grup devlet sağlık yetkilisi de son zamanlarda belirli alanlarda norovirüs aktivitesinde “önemli” bir artış olduğu konusunda uyardı.
Mart 2021’de, Avustralya’nın Victoria kentinde çocuk bakım tesislerinde ve eğitim merkezlerinde yaklaşık 389 yayılma ile kayda değer bir norovirüs salgını vardı. Victoria’nın bulaşıcı hastalıklardan sorumlu direktörü Dr Bruce Bolam, The Guardian’a, salgının kısmen alkol bazlı el dezenfektanlarına aşırı güvenilmesi sonucunda yaşandığını söylüyor. El dezenfektanları, COVID-19’a neden olan virüs olan SARS-CoV-2‘ye karşı iyi etki gösterse de, dayanıklı ve oldukça bulaşıcı olduğu bilinen norovirüse karşı çok etkili değiller. Bunun yerine, bu virüsün (ve SARS-CoV-2 dahil olmak üzere diğer birçok virüsün) riskini etkili bir şekilde azaltmak için sabun ve suyla kapsamlı bir el yıkama gerekiyor.
Daha fazlasıyla da karşılaşmamız mümkün gözüküyor. Gelecekteki salgınları tahmin etmek son derece zor olsa da, bazı bilim insanları dünya genelinde birçok enfeksiyonda büyük bir geri dönüş yaşanabileceğinden endişe duyuyor. Ulusal Bilimler Akademisi Bildiriler Kitabı’nda Kasım 2020’de yayınlanan bir araştırma, COVID-19 pandemisinin gelecekteki grip ve RSV salgınları üzerindeki etkisini inceledi. Araştırmada, önümüzdeki birkaç yılın, özellikle 2021-2022 kışının, influenzanın yanı sıra RSV enfeksiyonlarının “önemli salgınlarına” tanık olabileceğini öneriliyor.
Kaynak: Chip