Uluslararası uzmanlar tarafından hazırlanan yeni bir raporda, bazı insanların COVID-19’a karşı genetik dirence, başka bir deyişle doğuştan gelen bağışıklığa sahip olabileceğini ve virüse karşı mücadelede daha önce kullanılmayan bir kaynak olarak kullanılabileceğini belirtiliyor. HIV ve norovirüs de dahil olmak üzere diğer enfeksiyonlarda doğal direnç gösteren genler olduğu biliniyor ve bu keşif, COVID-19’u anlamak ve daha iyi tedaviler ve aşılar geliştirmek için bir yol açabilir.
Nature Immunology dergisinde yayınlanan araştırma, bir bireyin ciddi sonuçlara duyarlılığını etkileyebilecek faktörleri ve ayrıca doğuştan gelen dirence yol açabilecek faktörleri özetliyor. Ekip, ayrıca gelecekteki araştırmalar için ve bu araştırmanın nasıl yürütüleceğini detaylandıran kapsamlı bir strateji için çeşitli hedefler de sunuyor.
COVID-19 pandemisinin başlamasından bu yana geçen 22 ayda belirgin hale geldiği gibi, enfeksiyonlar asemptomatikten yaşamı tehdit edene kadar değişen derecelerde, kişiden kişiye değişkenlik gösteriyor. Bazıları hafif acı çekiyor, bazıları hastaneye kaldırılıyor ve bazıları enfeksiyondan sonraki aylar içinde de acı çekmeye devam ediyor. İkincil hastalık oranları bazı hanelerde yüzde 70’e ulaşabiliyor ve ailenin geri kalanı COVID-19 olsa da buna enfeksiyona direnen çok sayıda kişi olduğu da biliniyor. Ancak bu, kötü niyetli bir virüsün hedeflerini özenle seçmesinin sonucu değil. Bu yeni çalışmanın yazarları, belki de COVID-19’un klinik değişkenliğinin genetik faktörlerle açıklanabileceğini öne sürüyorlar.
Ekip, bu çalışmanın sonuçlarının yeni COVID terapilerinin geliştirilmesine yol açabileceğini umuyor ve “Çalışmamız, SARS-CoV-2 enfeksiyonunu bloke eden akılcı yeni ilaçların geliştirilmesinin önünü açma potansiyeline sahip” diyor.
Kaynak: Chip