Çok uzun süre “Kış gelmedi” diye konuştuktan sonra soğuklar bir anda bastırmaya başladı. İklimdeki değişim, bizlerin de davranışlarına etki ediyor. İnsanların, soğuk havanın kendilerini nasıl etkilediğine dair farklı fikirleri bulunuyor. Görünüşe göre insanlar gibi bilim insanları da bu konuda fikir birliğine varamıyor.
Kışın, soğuğu biz hissediyor olsak da beynimiz için bu sıcaklık değişiminin hiçbir anlamı yok, zira soğuğu asla doğrudan hissetmiyor. Bu konuyla ilgili olarak nörolog Clifford Segil, “Gerçek beyniniz kendi ısıtma sistemi olan izole bir kasanın içerisinde duruyor, kayak merkezlerindeki yerden ısıtmalı odalar gibi” diyor. Doktor, sinir sistemimizin merkezi olan beynimizin ve omuriliğimizin kemikler içinde gömülü ve korumalı olduğunu söylüyor. Ayrıca beynimizi soğuktan koruyan, meninksler ve beyin sıvısı gibi başka yapılar da var.
Beynimiz soğuktan o kadar iyi korunuyor ki donmuş sularda boğulma tehlikesi atlatan kişilerin beyni, kaplıcalarda boğulma tehlikesi atlatan kişilerin beyinlerinden daha iyi çalışıyor. Aşırı soğuklardan kulaklarımızda ve burnumuzda soğuk yanığı olsa bile beynimizin sıcaklığı düşmüyor. Başka bir deyişle beynimizin keyfi soğuktan dolayı pek kaçmıyor.
Soğuk beynimizi etkiler mi?
Beynimizin sıcaklığının düşmüyor olması, soğuktan etkilenmediği anlamına mı geliyor? Bu konuda bilim insanları arasında farklı görüşler mevcut. Bazı araştırmacılar, hava durumunun beynimizin çalışmasıyla etkisi olmadığını düşünüyor. Bazıları ise bu fikre karşı çıkıyor.
2016 yılında Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlanan bir makalede, 28 kişiyle küçük bir çalışma yapılmış ve beyin aktivitelerinin mevsimsel olarak değiştiği öne sürülmüştü. Bu araştırmaya göre daha soğuk havalarda beynimiz dikkat gerektiren konularda zayıflarken, hareket içeren konularda daha iyi hale geliyor.
Beynimizin nasıl çalıştığı mevsimsel olarak değişiklik gösteriyor olabilir ancak bu çalışma, düşünme şeklimizde ya da performansımızda herhangi yönde bir değişiklik olduğu anlamına gelmiyor. Yani kimsenin “soğuktan beynim dondu, düşünemiyorum” demesi gibi bir durum söz konusu değil.
2014 yılında yapılan bir araştırma, insanların en iyi performansını “oda sıcaklığında” gösterdiğini tespit etti. 2019 yılında yapılan ve PLOS One’da yapılan bir araştırma ise kadınların sıcak ortamlarda matematiksel ve sözel testleri daha başarılı şekilde gerçekleştirdiğini ortaya koyarken, erkeklerin ise soğuk ortamlarda daha iyi performans gösterdiğini keşfetti.
2012 yılında yapılan bir araştırma ise belli bir sıcaklıkta karar veren insanların daha makul kararlar aldıklarını ortaya koydu. Yani genel olarak sıcaklık ile beynin çalışma şekli arasındaki araştırma, en basit ifadeyle karmaşık ve tanımlanması güç oldu.
Sıcaklık mı rahatlık mı?
Yukarıda bahsedilen çalışmaların hepsi, sebebi incelemek yerine durumu gözlemlemeyi amaçlıyordu. Yani bir “Neden?” sorusuna cevap vermiyordu. Buradaki açıklama rahatlık kavramı olabilir. Bir ortamda kendimizi rahat hissediyorsak beynimiz daha iyi çalışır. Rahatsız bir ortamda çalışmak ise verimliliğimize ket vurur.
Öte yandan soğuk havalar, kişilerin nasıl hissettiğini etkileyebiliyor. Hatta bu duruma mevsimsel duygudurum bozukluğu adı veriliyor. Toplumun önemli bir kısmı, soğuk ve kapalı havalarda daha depresif hissediyor. Araştırmalar bu durumla daha az ışık görmek, uyku döngüsünün bozulması gibi etkenler arasında bir bağ olduğunu gösteriyor. Bu kişilerin dışarıda bolca zaman geçirmesi ve D vitamini alması tavsiye ediliyor.
Bilim, soğuğun insanları nasıl etkilediği üzerinde henüz bir fikir birliği oluşturabilmiş değil. Bazı insanlar soğukta daha iyi çalışırken bazıları sıcağı tercih edebiliyor. Beynimiz kendi özel saunasında kışı geçirirken neler yaşandığı ise bilinmiyor.
Kaynak: Webtekno