Böcekler oldukça küçük canlılar olsa da, sayılarının gerçekten çok fazla olduğu reddedilemez. Dünya’daki tüm kara böcekleri bir araya gelse, gerçekten inanılmaz bir güç olurdu. Kısa bir süre önce ilk kez yapılan bir araştırmada, Dünya’daki tüm kara böceklerinin ve eklembacaklıların toplam ağırlığı hesaplanarak bu gücün gerçekten ne kadar muazzam olduğu incelendi.
Sonuçların oldukça korkutucu olduğunu söyleyebiliriz. Görünüşe göre, tüm karasal böceklerin ağırlığını birleştirecek olsaydınız, Dünya üzerindeki tüm insanların ve çiftlik hayvanlarının toplam ağırlığına eşit bir biyokütle ile karşılaşırdınız. Araştırmacıların tahminleri, tüm kara böceklerinin ve eklembacaklıların (suda yaşayan / deniz türleri hariç) toplam ağırlığının yaklaşık 1.000 milyon metrik ton (Mt) olduğunu gösteriyor. Yaklaşık 400 milyon Mt olan insan biyokütlesine kıyasla oldukça büyük olduğu rahatlıkla görülebiliyor.
Çalışma, 300’den fazla yerden alınan yıllar boyunca yapılan araştırmalarda binlerce gözlemi temsil eden veriler için yaklaşık 500 araştırma alanını taramayı içeriyordu. Araştırmacılar, toprağın altındaki, orman zemininde ve yer üstü bitki örtüsünün yaprakları arasında koşan böceklerin biyokütlesi hakkında bilgi arıyorlardı.
Daha sonra daha büyük sayıları temsili gruplara ayırabildiler. Büyük koloniler olarak yaşayan oldukça başarılı bir tam sosyal (eusosyal) böcek grubu olarak, termitlerin tüm karasal böceklerin toplam kütlesine en büyük katkıda bulunanlar arasında olduğunu buldular. Toprakta yaşayan gruptaki biyokütlenin yaklaşık yüzde 40’ını termitler oluştururken, karıncalar, yay kuyruk böcekleri ve akarların toplam kütle katkısı yüzde 30’da bulunuyor.
Çalışma yazarları, “Bu veri seti, biyokütlenin ve karasal eklembacaklı popülasyonlarının küresel dağılımını ortaya koyarak, bu karakteristik biyokütle yoğunlukları üzerinde daha önceki çalışmaları genişletiyor” dedi ve ekledi: “Karasal eklembacaklıların toplam biyokütlesini 300 Mt kuru ağırlık olarak tahmin ediyoruz, kabaca 1000 Mt taze ağırlığa veya 150 Mt karbona eşdeğer.”
Yazarlar, bu çalışmanın, belirli taksonomik grupların olası yetersiz örneklenmesi ve farklı biyom türlerindeki biyokütle yoğunluklarının doğal değişkenliğini atlama dahil olmak üzere çeşitli sınırlamaları olduğunu da kabul ediyor.
Kaynak: Chip