Son on yılda, yaşamı destekleme potansiyeline sahip binlerce ötegezegenin (Güneş dışındaki yıldızların yörüngesinde dönen gezegenler) keşfi yapıldı. Şimdiyse gökbilimciler, Nature dergisinde yaptıkları açıklamada, Dünya’yı görebileceği ve yaşam için uygunluğunu fark edebileceği ötegezegenleri belirlediklerini duyurdular. Başka bir deyişle, hangi gezegendeki “muhtemel canlıların” bizim onları gördüğümüz gibi bizi görebileceklerini araştırdılar.
Cornell Profesörü Lisa Kaltenegger şu soruyu yanıtlamaya çalışıyor: Benzer teknolojik seviyelerdeki uzaylıların burada olduğumuzu bilme ihtimalleri nedir? Radyo sinyallerimizi tespit edecek kadar yakın olmadıkları sürece, cevap muhtemelen “düşük” olacaktır, ancak en azından Dünya’nın yaşama uygun olduğunu bilmeleri için daha iyi bir olasılık bulunuyor.
Kaltenegger yaptığı açıklamada, “Ötegezegenlerin bakış açısından, uzaylılar biziz” diyor ve ekliyor: “Güneş’in ışığını engellediği için hangi yıldızların Dünya’yı görmek için doğru bakış açısına sahip olduğunu bilmek istedik.“
Ötegezegenleri keşfetmek için çeşitli yöntemler kullanılmış olsa da, bugüne kadarki en başarılı yöntem, bir gezegen yıldızının önünden geçmesi sırasında parlaklıkta yaşanan düşüşleri aramak. Bununla birlikte, geçiş yönteminin de limitleri var, temel olarak, yalnızca yörünge düzlemi konumumuzla uygun şekilde hizalanmış olan gezegenleri görebiliyoruz.
Kaltenegger ve Amerikan Doğa Tarihi Müzesi’nden Dr Jackie Faherty, ilk olarak, Dünya’nın kendi perspektiflerinden geçeceği şekilde konumlandırılmış 100 parsek (326 ışıkyılı) içindeki tüm yıldızları aradılar. Bu sayı 1.402 olarak gözüküyor, ancak Kaltenegger, “Yıldızlar dinamik kozmosumuzda hareket ediyor, bu görüş açısı kazanılıyor ve kaybediliyor” diyor. Parite, Gaia’nın yıldız hareketleriyle ilgili verilerini kullanarak, son 5.000 yılda Dünya geçişlerini görebilen (veya önümüzdeki 5.000 yılda görebilecek) konumda olanları ekleyerek toplamı 2.034’e çıkardı.
Bu yıldızların çoğu, yaşama ev sahipliği yapma olasılıkları büyük ölçüde tartışılan M tipi kırmızı cücelerden oluşuyor. 14 tanesi ise karmaşık yaşamı barındırmak için çok kısa ömürleri olan A veya B tipi yıldızlar. Ancak bu hesaplama geriye halen 194 G-tipi yıldız (Güneş’in kategorisi) ve 189 tane daha sadece biraz daha sıcak veya daha soğuk yıldız bırakıyor.
Şimdiye kadar, bu yıldızlardan yedisinin yörüngelerinde kayalık gezegenler olduğunu biliyoruz, ancak TESS uydusu tarafından toplanan veri zenginliği oldukça hızlı bir şekilde artıyor.
Kaltenegger ve Faherty’nin kriterlerine uyan bilinen en yakın gezegen, sadece 11 ışıkyılı uzaklıktaki Ross 128 b. Ross 128 b Dünya için geçiş açısında bulunmuyor – onu başka yöntemler kullanarak bulduk – ve şu anda biz de onun bakış noktasından geçmiyoruz. Ancak, 900 yıl önce sona ermiş olan 3000 yıldan fazla bir süredir, Dünya, Ross 128 b’nin geçiş perspektifinde yer alıyordu. Orada yaşayan herhangi bir uzaylı astronom, Güneş’ten gelen parlaklık düşüşlerini fark etmiş ve sıvı suya uygun bir sıcaklığa sahip, kendilerinden biraz daha küçük bir dünyanın varlığını tanımlamış olabilir. Bizimkinden çok daha gelişmiş olmayan ekipmanlarla, Dünya atmosferinde yaşam belirtileri de tespit etmiş olabilirler.
Teegarden yıldızının (12.5 ışıkyılı) etrafındaki iki gezegen şu anda Dünya’nın geçişini göremiyor, ancak bunu sadece 29 yıl içinde yapabilecekler, ancak oradaki herhangi bir uzaylının fark etmesi biraz zaman alabilir. Ünlü Trappist-1 yedi gezegen sistemi de (45 ışıkyılı), Dünya’nın 1.642 yıl içinde geçişini görecek şekilde konumlanacak.
Kaltenegger ve Faherty, dış gezegenlerin yalnızca bir kısmını bulduğumuzu bilerek, yıldızlarının yaşanabilir bölgesinde, Dünya’nın geçişine tanık olabilecek 508 Dünya büyüklüğünde gezegenin olduğunu tahmin ediyor. Bunlardan 29’u, biz onları yayınlamaya başladığımızdan beri Dünya’dan gelen radyo sinyallerinin ulaştığı 100 ışıkyılı yarıçaplı küre içinde yer alıyor…
Kaynak: Chip