Türkiye, deprem kuşağında yer alan bir ülke ve bu yüzden de sık sık büyük depremlere şahit oluyor. Depremlerin de yapıları farklı olduğu, arazi tipine göre farklı şekilde etkiler ortaya çıktığı için hem zeminleri hem de altındaki fay hatlarını anlamak büyük önem taşıyor.
Depremleri anlamak için ise stres ve gerilim kavramlarını anlamak büyük önem taşıyor. Stres, bir malzemenin deforme olmasına veya kırılmasına neden olmak için uygulanan kuvvettir. Gerilim, uygulanan stres nedeniyle bir malzemenin yaşadığı deformasyondur. Deprem söz konusu olduğunda, bu iki terim, yer kabuğundaki değişiklikleri tanımlamak için kullanılmaktadır.
Yer kabuğu aslında iç içe geçmiş, levha adı verilen plakalardan oluşur.
Son yaşanan depremlerde de Arap Levhası kuzeye doğru hareket ederek Anadolu Levhası’na baskı yaptı.
Doğu Anadolu Fayı, “doğrultu atımlı” bir fay hattı. Yani sert kaya blokları, birbirlerine dikey bir baskı uyguluyor. Bir kaya bloğu dayanamayıp çöktüğünde yatay olarak harekete geçer. Bu da depremin ortaya çıkmasına neden olur.
Yer kabuğu, deforme olmasına ve kırılmasına neden olarak depreme yol açan muazzam tektonik kuvvetlere maruz kalır. Deprem meydana geldiğinde, kabuktaki tektonik gerilme, yüzeydeki yapılara zarar verebilecek bir dizi şok dalgası üretir. Bu şok dalgalarının gücü, depremden önce kabuğa uygulanan stres miktarına ve deprem sırasında yaşadığı gerilme miktarına bağlıdır. Stres ve gerilme arasındaki etkileşimi anlamak, gelecekteki depremleri tahmin etmek ve bunlara hazırlanmak için çok önemlidir.
Depremlerin nasıl oluştuğu, ortaya çıkan dalgalar üzerinde de etkilidir. Depremler, dalgalar halinde ilerler.
Bu dalgalardan ilki, yüzeye ilk olarak ulaşan ve sismografın ilk ölçümlediği dalga olan Primary (birincil) dalgadır.
Arkasından da ikincil dalga (secondary) olarak adlandırılan dalga gelir. Bu dalga geldiğinde katı materyallerde hareket başlamış olur. İlk dalgadan çok daha hızlı olur.
Ardından da Longitidunal olarak adlandırılan yüzey dalgası gelir. Hızı az bir dalgadır ancak çok daha yıkıcı etkiye sahiptir. Özellikle alüvyon ve tabansuyu yoğun ise etkisi daha fazla olur.
Son olarak da R dalgası gelir ki bu dalgada artık yer kabuğu, adeta denizdeki dalgalar gibi hareket etmeye başlar.
Plakalar birbirlerini ittikçe, plakaların yarattığı etki de büyür. Bu etkiye stres/gerilim adı veriliyor. Stres, bir noktada depremlere neden oluyor. Stresin miktarı ise depremin boyutuna etki ediyor.
Kaynak: Webtekno