X

Hafızamızdaki Yeri Çok Büyük Olan Video Oyun Mekanları

Video oyunlarında hikaye, karakterler veya görevler haricinde en çok ilgi çeken unsur da oyunun geçtiği mekanlar. Mekan tasarımları günümüzde çok daha gelişmiş durumda ve neredeyse her oyunda göz kamaştırıcı ve bizleri etkileyen mekanlar görebiliyoruz. Kimi zaman bu mekanlara bir görev için gidiyoruz, kimi zaman ise oyunun büyük bölümünü bizzat orada geçiriyoruz. Bu mekanlar bir ev, malikane, sokak veya şehir olabiliyor. 

Çocukluğumuzda oynadığımız online oyunların bile oldukça geniş haritaları ve birbirinden harika yerleri bulunuyor. Bazıları hala o kadar aklımızdaki bugün girsek asla kaybolmayız ve o eski duyguları tekrar yaşarız. İşte bu yazıda büyüleyici güzelliği veya içinde yaşadıklarımızı asla unutmadığımız birbirinden harika 10 video oyun mekanına göz atıyoruz.

Hafızalardan Silinmeyen 10 Video Oyun Mekanı:

  • Büyüleyici bir su altı şehri: Rapture (Bioshock)
  • Bir malikane ne kadar korkunç olabilir?: Spencer Malikanesi (Resident Evil)
  • Dikkat, Van der Linde çetesi yaklaşıyor!: Braithwaite Malikanesi (Red Dead Redemption 2)
  • Sessiz, sakin ve huzurlu: Riverwood Köyü (The Elder Scrools V: Skyrim)
  • 1950’li yılların New York’undan esinlenen Empire Bay (Mafia 2)
  • Şarap Diyarı Toussaint (The Witcher 3: Wild Hunt)
  • Damsız girilebilir: Malibu Club (GTA Vice City)
  • Milli haritamız Dust 2 (Counter-Strike)
  • Carl Johnson’ın Mahallesi: Grove Street (GTA: San Andreas)
  • Müziği unutulmayan o efsane yer: 1.Köy (Metin 2)

Büyüleyici bir su altı şehri: Rapture (Bioshock)

Video oyun tarihinde FPS türünde oldukça ikonik bir seri olan Bioshock serisinin özellikle ilk 2 oyununun geçtiği mekan olan Rapture şehri, o dönemde oyuncuların gözlerini kamaştırmayı başarmıştı.

Ana karakterimiz Jack ile bir uçak kazası sonrası giriş yaptığımız büyüleyici su altı şehri Rapture, oldukça etkileyici bir atmosfere sahipti. Sonrasında büyük bir iç savaş ve büyük felaketler yaşanmış olsa da verdiği ilk izlenim harikaydı.

Kuzey Atlantik Okyanusu’nun derinliklerinde yer alan bu su altı şehri, bir iş adamı olan Andrew Ryan tarafından İkinci Dünya Savaşı sonrası sosyal, dini ve politik baskılardan kurtulmak için özellikle sanatçılar ve düşünürlerin özgür bir ortamda yaşaması için kurulmuş bir şehir.

Şehir birbirinden harika gökdelenler, eğlence mekanları, su ekosistemi ile uygun tesisler, alışveriş alanları gibi pek çok yapıya sahip. Oyunun açılış sekansında Rapture’a giriş yapıyorduk ve o sahne gerçekten oldukça büyüleyiciydi.

Bir malikane ne kadar korkunç olabilir?: Spencer Malikanesi (Resident Evil)

Gerçek Resident Evil hayranları bu malikaneyi çok iyi hatırlayacaktır. O dönemde oyuncuları oldukça geren bu malikane, aslında oyunun çok büyük bir bölümünün geçtiği yer olarak biliniyor.

Gizli odaları, camlardan atlayan zombi köpekleri, ilginç bulmacaları, korkunç tuzakları ve dar koridorlarıyla bir labirent gibi kaybolmaya oldukça müsait ikonik bir mekan olduğunu söylemek mümkün.

Spencer Malikanesi’nin hikayesi aslında çok önceye dayanıyor ancak kısa bir özet geçmek gerekirse aslında bu malikane birilerinin yaşaması için tasarlanmadı. Umbrella’nın, gizli virüs faaliyetlerini yürüttüğü; ABD’nin, biyolojik silah çalışmalarını yürüttüğü gizli Arklay Laboratuvarı’nı içerisinde bulunduruyor.

1988 yılında geliştirilen T-Virüs, sızıntı ile malikaneye yayılıyor ve etkisi altına aldığı insanları zombi tarzı yaratıklara dönüştürüyor. Olaylar kamuoyuna yayılınca, bölgeye S.T.A.R.S timi gönderiliyor. Aralarında Jill Valentine, Chris Redfield ve Albert Wesker gibi popüler karakterlerin de yer aldığı ekip, korkunç bir maceraya atılıyor.

Ekip, ormanda zombi köpeklerden kaçarak malikaneye sığınıyor ve hikaye başlıyor. Giderek gizemli hale gelen ve birçok ters köşenin yer aldığı bir hikayenin büyük bölümünü Spencer Malikanesi’nde geçiriyoruz.

Dikkat, Van der Linde çetesi yaklaşıyor!: Braithwaite Malikanesi (Red Dead Redemption 2)

Rockstar Games’in en başarılı oyunları arasında gösterilen Red Dead Redemption 2’nin pek çok güzel mekanı bulunuyor. Oyunun grafikleri de harika olunca ortaya enfes manzaralar ve mekanlar çıkıyor. En çok hatırlanan ve güzelliğiyle etkileyen mekanlardan biri ise Braithwaite Malikanesi.

Malikane oldukça köklü ve zamanında kölelerin pamuk üretiminde çalıştırıldıkları bir plantasyon olarak kullanıldı. Malikaneye giden ara yol oldukça güzel bir tasarıma sahip. Ara yolun sağ ve sol taraflarında sıralı ağaçlar yer alıyor.

Oldukça hoş bir girişe sahip malikanenin bahçesi ve dış mimarisi ise oldukça göz kamaştırıcı. Bu malikaneyi özel kılan şey, aslında oyunun ana hikayesinde büyük bir yere sahip olması. Aynı zamanda John Marston’ın oğlu Jack Marston’ın kaçırılması üzerine Van der Linde çetesi olarak bu malikaneye baskın yaptığımız bir görev bulunuyor.

Malikaneye giriş sinematiğindeki atmosfer oldukça heyecan vericiydi. Oyunun belki de en ünlü görevlerinden birisi olan bu görev, sosyal medyada da hala çeşitli kliplerle paylaşılıyor. 

Sessiz, sakin ve huzurlu: Riverwood Köyü (The Elder Scrolls V: Skyrim)

Genel oyuncu kitlesinin bilmediği yerlerden birisi olabilir ancak en az bir kere Skyrim oynayanların hatırlayacağı ve zaten oyunun başlarında uğradığımız sessiz, sakin ve huzurlu o köy gerçekten harikaydı.

Dağ yamaçları ve bir nehrin ortasında yer alan İskandinav köyü Riverwood; tavernası, demircisi, dükkanları, sebze bahçeleri ve küçük evleriyle oldukça ufak ve sakin bir köy

Alduin tarafından Helgen’e yapılan saldırı sonrası Ejderdoğan karakterimiz ile ilk gittiğimiz yerlerden birisi olan Riverwood, çayınızı alıp kafa dinleyebileceğiniz, dağ ve nehir manzaralarını seyredip yeşilliğin tadına varabileceğiniz en güzel Skyrim yerlerinden bir tanesi. 

1950’li yılların New York’undan esinlenen Empire Bay (Mafia 2)

Mafia serisinin ikinci oyunu Mafia 2’de Empire Bay kocaman bir şehir ama özellikle kış mevsimindeki karlı yolları ve 1950’li yılların New York’unu anımsatan yapısıyla serinin hayranlarının hafızalarından silinmemiş durumda. Yapımcılar Empire Bay’i tasarlarken New York ve Chicago’da uzun geziler düzenlemiş ve mimari yapıları ve şehir düzeninden esinlenerek tasarlamışlar.

Mafia 2’yi oynarken 1950’lerin Amerikasının şarkıları, arabaları ve giyim tarzını görebiliyorsunuz. Oyunun ilk bölümlerinde kış mevsiminin karlı atmosferiyle, karlı yollarda 50’li yıllara ait arabaları sürerken yaşadığımız o his, Empire Bay’i özel kılıyor.

Şarap Diyarı Toussaint (The Witcher 3: Wild Hunt)

CD Projekt RED tarafından geliştirilen ve geniş bir haritayla birbirinden harika mekanlara sahip The Witcher 3: Wild Hunt’ın bazı şehirleri gerçekten göz kamaştırmış ve akıllara kazınmıştı ancak bir tanesi var ki gerçekten muhteşemdi.

Oyunun Blood and Wine ek paketi ile erişebildiğimiz Toussaint dükalığı, Nilfgaard İmparatorluğu altında özerkliğe sahip. Volkanik toprağı, güneşli ve yağmurlu havanın muhteşem dengesi ile birlikte muhteşem şaraplarıyla bilinen bir yer. 

Blood and Wine’ın geçtiği ana yer olan Toussaint, daha ilk saatlerinizde kullanılan oldukça parlak renk paletinin de etkisiyle gölleri, dağları, yeşillikleri ve şarap bağları ile müthiş bir manzara sunuyor. Eminiz ki Witcher 3’ün Blood and Wine ek paketini oynamış olanlar pek çok güzel lokasyonda durup akıllara kazınan müthiş manzaralara dalıp gitmiştir. 

Damsız girilebilir: Malibu Club (GTA Vice City)

Belki de çoğu oyuncunun çocukluğu ve gençliğinde muhteşem anılara ev sahipliği yapan GTA Vice City’de yer alan Malibu Club, bugün fotoğraflarını gördüğümüzde hala bizleri etkiliyor ve anılarımızı canlandırmayı başarıyor. Bu club, aslında tabii ki de göz kamaştırıcılığıyla değil, oraya ait anılarımız ile hafızamızdan silinmemiş durumda.

Neredeyse her oyuncunun en az 1 kere girdiği ve birilerine saldırdığı Malibu, Scarface filminde yer alan Babylon Club’dan esinlenerek hazırlandı. İçeri girip birilerine saldırmaya çalışırsanız kadın barmen size pompalı tüfekle saldırmaya başlıyordu.

Güvenlikler de oldukça güçlü silahlara sahipti. Oyunun ilerleyen kısımlarında ana karakterimiz Tommy Vercetti ile Malibu’yu satın alıp, üstünden gelir elde etmeye başlayabiliyordunuz. Nasıl gidildiğini söylemeye pek gerek yok çünkü yolunu büyük ihtimalle avucunuzun içi gibi biliyorsunuz.

Milli haritamız Dust 2 (Counter-Strike)

Valve tarafından geliştirilen ve oldukça köklü bir online oyun serisi olan Counter-Strike, ilk zamanlarından günümüze kadar pek çok orijinal haritayı oyuncuların beğenisine sundu.

Oyunun en temel yapı taşlarından olan haritaları birbirinden farklı ülkelerde, birbirinden farklı mimari ve yapılarıyla özgün bir deneyim yaşatıyor. Oyunun birçok haritası bulunuyor ve üstüne yenileri eklenmeye devam ediyor ancak öyle bir harita var ki Türkler için biçilmiş bir kaftan.

Evet, tabii ki de Dust 2’den bahsediyoruz hatta orijinal adıyla de_dust 2. Yıllardır değişmeyen bir gelenek olarak özellikle Türk oyuncuları tarafından asla vazgeçilmeyen Dust 2, Orta Doğu’da yer alıyor ve globalde de oldukça popüler olan bir harita durumunda.

Birçok önemli turnuvada en az bir kere oynanmış bu harita, günümüze kadar da çeşitli güncellemeler almış ve hatta Counter Strike Global Offensive’de geçirdiği belli bir sürenin ardından yenilenmişti.

Counter-Strike 2 ile birlikte bir kez daha çeşitli doku ve ışık güncellemesi alan harita, birçok kez değişim geçirse de herkesin avucunun içi gibi bildiği, evi gibi hissettiği bir harita. Güzel anıların yaşandığı, kaliteli maç ve turnuvaların atıldığı bu harita, Counter Strike oyuncularının hafızalarına kazınmış durumda.

Carl Johnson’ın Mahallesi: Grove Street (GTA: San Andreas)

Rockstar Games’in pek çok oyunu çoğumuzun çocukluğunu ve gençlik dönemlerini süslemiştir. Grand Theft Auto serisi oldukça köklü bir seri ancak özellikle Türk oyuncuların en çok sevdiği oyunlarından birisi şüphesiz San Andreas’tı. Ana karakteri Carl Johnson, bugün çoğu oyuncunun en favori oyun karakterlerinden birisi. 

Türk oyuncuları olarak çoğumuz oyunun oldukça büyük haritasını kendi mahallemiz gibi biliyoruz. Ama oyunda öyle bir yer var ki tüm anılarımızı tekrar canlandırıyor. Oyunun geçtiği ana şehirlerden birisi olan Los Santos’un Ganton bölgesinde yer alan Grove Street mahallesi, oyunda ilk gittiğimiz yerdi. CJ ve abisi Sweet’in evinin, arkadaşlarımızdan rapçi OG Loc ve Ryder karakterinin evi bu mahallede yer alıyordu.

Daire şeklindeki bu yer oldukça küçük ama anılarımızdaki yeri çok büyük. Big Smoke ve Sweet ile basket oynadığımız, OG Loc’un partisine gittiğimiz, kayıt almak için içine girdiğimiz, Sweet ve Ryder’dan aldığımız her görev sonrası arabamızla çıktığımız o mahalle işte Grove Street’ti. 

Müziği unutulmayan o efsane yer: 1. Köy (Metin 2)

İşte geldik çoğu oyuncunun hassas noktasına. Metin 2 belki de çoğu Türk oyuncusunun binlerce anısının bulunduğu, yeni arkadaşlar edindiği, dostlarından kazık yediği, her bir haritası ve bölgesinde farklı güzel veya kötü anılar yaşadığı bir oyundu.

Metin 2’de pek çok farklı bölge bulunmaktaydı. Günümüzde oyunda eskisine göre çok daha fazla lokasyon bulunuyor ancak yıllardan beri değişmeyen güzelliği ve yaşattığı anılarla, özellikle ‘’Enter The East’’ adlı tema müziğiyle mükemmeldi.

Metin 2’nin 1. Köy olarak bilinen mekanı, seçtiğiniz bayrağa göre farklı oluyordu. Çoğu NPC’nin ve yapının yerleri değişiyordu. 1. Köy’ün en önemli özelliği, oyuncuların ana buluşma noktalarından birisiydi. Aynı bayrağa sahip oyuncuların ana köyü olduğu için pazarların neredeyse hepsi burada kuruluyordu.

Depocu arkası toplanmalar genelde hep 1. Köy’de oluyordu. Oyunun ilk görevleri de buradan alınıyordu. Tercihiniz CH1 olduğunda o kadar oyuncu ve pazar oluyordu ki yürümeye bile yer bulamıyorduk. Metin 2’nin 1. Köy’ünü unutmadık ve uzun bir süre unutmayacağız gibi duruyor.

Hafızalarımızdan asla silinmeyen, unutulmaz ve birbirinden muhteşem oyun mekanlarını derlediğimiz yazımızın sonuna geldik. Elbette, kaçırdığımız ve bahsetmediğimiz daha birçok oyun vardır. Siz de yorumlar kısmında kendi aklınıza gelen efsane şehirleri, köyleri, kasabaları ve haritaları yazabilirsiniz.

Kaynak: Webtekno

Dijital Pazarlama Haberleri: Dijital pazarlama için güncel dijital medya haberlerini birden fazla kaynaktan izinli yayınlayan platform.
Related Post