X

Hidrojenli Uçak FlyZero, Uçakların Geleceğini Kökten Değiştirebilir!

Hidrojenle çalışan yeni bir uçak konsepti, yolcuların sıfır karbon emisyonu ile dünyanın herhangi bir yerine seyahat etmelerine olanak tanıyarak seyahat süresini kısaltmayı ve uluslararası seyahatin gezegen üzerindeki etkisini azaltmayı vaat ediyor. Geleneksel bir uçakla aynı hızda uçan, ancak önemli ölçüde artırılmış bir menzile sahip olan FlyZero projesi, 2030’ların ortalarında beklenen ilk uçuşlarıyla ABD, Avustralya, Londra ve hatta ötesi arasındaki seyahati aktarmasız yolculuklara dönüştürme potansiyeline de sahip.

Konseptin arkasındaki kuruluş olan Jet Zero‘nun CEO’su Emma Gilthorpe, açıklamasında “Havacılık Teknolojisi Enstitüsü’nün öncü araştırması, sıfır karbonlu küresel bağlantının gerçekleştirilmesinde hidrojenin potansiyelini vurguluyor. Bu çığır açan yeşil teknoloji, uçuşun karbondan arındırılmasında kritik bir rol oynayacak gibi görünüyor ve Birleşik Krallık havacılık sektörü, Jet Zero Konseyi’nin çalışmaları sayesinde, gelecek nesiller için uçmanın faydalarını korurken, karbonu maliyetini azaltmanın tüm yolları araştırıyor” diyor.

Uçak, hem uçaklar hem de otomobiller için yıllardır araştırılan ve havacılık keroseninden önemli ölçüde daha fazla enerji üreten, ancak kullanım sırasında CO2 salmayan sıvı hidrojeni kullanacak. Sıvı hidrojen, iklim faydalarının yanı sıra, aynı uçuş yolculuğu için gereken kerosen ağırlığının yaklaşık üçte biri ağırlığında ve uçağın, uçuşu kesen yakıt ikmali duraklamalarını ortadan kaldırmak için menzilini artırmasına olanak tanıyor.

Her uçağın arka tarafında kriyojenik olarak depolanmış sıvı hidrojenden oluşan iki büyük tankı ve onu dengelemek için önde iki küçük tankı bulunması planlanıyor. Geleneksel uçaklarda yakıt kanatlarda depolanıyor, ancak yakıtın öne ve arkaya yerleştirilmesi, uçağı havada tutmak için herhangi bir ekstra aerodinamik yapıya olan ihtiyacı da ortadan kaldırıyor.

Ekip, İngiltere’deki Havacılık ve Uzay Teknolojisi Enstitüsü’nde tasarlanan projenin tüketiciler ve hükümetler için seyahatin karbon izini azaltmaları ve bu süreçte yeni işler yaratmaları için büyük bir fırsat olacağına inanıyor.

FlyZero proje direktörü Chris Gear ise, “İklim değişikliğiyle mücadeleye küresel olarak odaklanıldığı bir zamanda, orta ölçekli konseptimiz, küresel hava yolculuğunun geleceği için aileleri, işletmeleri ve ulusları karbon ayak izi olmadan birbirine bağlı tutan gerçekten devrim niteliğinde bir vizyon ortaya koyuyor” diyor ve devam ediyor: “Havacılık için bu yeni gün doğumu, Birleşik Krallık havacılık sektörüne pazar payı, yüksek vasıflı işler ve İngiltere’nin iklim değişikliğiyle mücadele taahhütlerini karşılamaya yardımcı olurken iç yatırımı güvence altına alması için gerçek fırsatlar getiriyor.

Hidrojen, kara, hava ve deniz yolculuğunun geleceği için umut verici bir seçenek gibi görünse de, önemli zorlukları da beraberinde getiriyor. Öncelikle, yukarıda belirtildiği üzere, kriyojenik (dondurucu) sıcaklıklarda saklanması gerekiyor, bu da araçların tasarımını zorlaştırıyor. Bunun yanı sıra, hidrojen yanarken karbon nötr olsa da, şu anda üretim yöntemi halen karbon nötr değil.

ABD’deki tüm hidrojenin yaklaşık yüzde 95’i, fosil yakıtlar kullanan ve karbondioksit üreten buhar-metan reformu ile üretiliyor. Hidrojen üretiminin karbon izini azaltmak için başka seçenekler araştırılıyor, ancak henüz üretim sektöründe büyük bir adım atılmış değil.

Kaynak: Chip

Dijital Pazarlama Haberleri: Dijital pazarlama için güncel dijital medya haberlerini birden fazla kaynaktan izinli yayınlayan platform.
Related Post