X

İnsanlık Tarihini Değiştiren 10 Robot

İlk robotlar ortaya çıktığında insalar yapay zekanın geleceğinden habersizdi, ancak bu kadarı bile hayal gücümüzün çalışması için yeterli geldi. Temel amaçları hayatımızı kolaylaştırmak olan robotlar, tarih sahnesindeki gelişim hızlarıyla göz dolduruyor. Bugün ise robotlar işimizi gücümüzü elimizden alacak klişelerini bir kenarı bırakıyor, M. Ö. 350 yılına kadar dayanan robot kavramının tarihine bakıyoruz.

Şu anda hem insanların işini kolaylaştırmak hem de insanların yapamayacağı işleri yapmak için üretilen robotların ilham kaynağı, bundan yıllar önce üretilen robotlardı. Bu robotlar yenilerine ilham vermekle kalmadı ve aynı zamanda insanlık tarihine de yön verdi.

Tarihi değiştiren robotlar:

  • The Pigeon (M.Ö 350)
  • Tesla’nın Uzaktan Kumandalı Teknesi(1898)
  • Tortoises (1949)
  • Unimate (1962)
  • Shakey (1966)
  • Freddy II (1970)
  • Genghis (1989)
  • NASA Mars Pathfinder & Sojourner (1997)
  • ASIMO (2000)
  • BigDog ve Spot (2005)

The Pigeon – Güvercin (M.Ö 350):

İnanması belki zor gelebilir ama tarihte üretilen ilk robot gerçekten de oldukça eskiye dayanıyor. Milattan önce 350 yılında Yunan filozof, astrofizikçi, matematikçi ve devlet adamı olan Arhitas tarafından üretilen The Pigeon, dünyanın ilk robotu oldu. Matematik prensiplerini mekaniğe uygulayan ilk kişi olan Arhitas yalnızca ilk robotu değil, uçan bir mekanizma üreten ilk insan oldu. Türkçede güvercin anlamına gelen The Pigeon, buharla itiliyor ve 200 metreye kadar uçabiliyordu.

Tesla’nın uzaktan kumandalı teknesi (1898):

İnanılmaz buluşları ve elektrikle adeta oynamasıyla tanınan Nikola Tesla, daha farklı alanlarda da bazı buluşlar yapıyordu. Şimdilerde radyo dalgaları olarak bildiğimiz kablosuz iletim sistemi üzerinde çalışmalar yapan Nikola Tesla, Madison Square Garden’da gerçekleşen bir konferansta suya demir bir tekne yerleştirdi.

Nikola Tesla, tekneyi uzaktan kumanda ile kontrol etmeye başladı. Radyo sinyallerini kumandadan tekneye doğrudan iletebilmeyi başaran Tesla’nın verdiği her komut tekne tarafından algılanıyordu. Ne yazık ki o zamanlar bu teknolojinin bu kadar gelişebileceği diğer insanlar tarafından öngörülmedi. Oysa ki şimdilerde bu sistem çeşitli robotlarda ve birçok cihazda kullanılıyor.

Tortoises (1949):

William Grey Walter tarafından İngiltere’de üretilen Tortoises isimli robotlar, içerisinde ışık sensörü, işaret lambası, dokunma sensörü, itiş ve direksiyon motoruna sahipti ve bunların üzerinde koruyucu bir kabuk vardı. Bugün çevresini bağımsız olarak araştırabilen ve buna göre hareket edebilen robotların atası, Tortoises robotuydu. Tortoises, gücü azaldığında bir ışık kaynağına doğru ilerleyebilen bir yapıya sahipti.

İlk endüstriyel robot: Unimate (1962)

İnsanlığa yön veren en büyük robotlardan birisi de Unimate. Tarihteki ilk endüstriyel robot olan Unimate, 1950’li yıllarda doğdu. Takvim sayfaları 1957 yılını gösterirken Joseph Engelberger ve George Devol tarafından ilk prototipi üretilen Unimate, 1962 yılında dünyaya açıldı. O zamanlar fazlasıyla ünlü olan Unimate, dünyanın ilk robotik kolu olmuştu.

General Motors fabrikalarına yerleştirilen Unimate robotları, firmayı bir anda diğer otomobil üreticilerinin fazlasıyla ilerisine taşımıştı. Öyle ki General Motors, Unimate sayesinde 1 saat içerisinde diğer otomobillerin üretebildiğinin iki katı kadar otomobil üretebiliyordu. Zamanla Avrupalı büyük otomobil üreticilerinin de dikkatini çeken Unimate, dünyanın ilk robotik koluydu ve şimdiki fabrika robotlarına ilham kaynağı oldu.

Shakey (1966):

Günümüzün en güncel ve en hızlı gelişen teknolojilerinden biri olan yapay zekayı en başarılı şekilde içerisinde barındıran ilk robot 1966 yılında üretilen Shakey oldu. SRI International tarafından üretilen Shakey, kendi yaptıklarını anlama yetisine sahipti. Başka robotlar daha büyük görevler yapabilmek için her adımda bilgilendirmeye ihtiyaç duyuyordu, Shakey ise daha önce verilen komutları analiz edebiliyordu ve bunları kendi başına temel parçalara ayırabiliyordu. Bu şekilde Shakey, farklı görevlere de kendi kendine adapte olabiliyordu.

Freddy II (1970):

1960 ve 1970’li yıllar arasında İskoçya’daki Edinburgh Üniversitesi’nde geliştirilen Freddy II; adaptif tutuculara, bir kameraya ve akıllı görüntü tanıma teknolojisine sahip olan bir robotik koldu. Bir masanın üzerinde serbest bir şekilde hareket edebilen Freddy II, masada bulunan tahta bloklarla bir model tekne ve otomobil üretmeyi başarmıştı. Bu işlem tamı tamına 16 saat sürdü.

Yürüyebilen ilk robot Genghis (1989):

Günümüzde yürüyen robotlar fazlasıyla yaygın olsa da bu teknoloji pek de yeni değil. Düzgün olarak yürüyebilen ilk robot, 1989 yılında üretilen Genghis’ti. Altı bacaklı otonom bir robot olan Genghis, MIT Laboratuvarları altında çalışan Mobile Robots Group tarafından geliştirilmişti ve oldukça güzel yürüyordu.

Robotun dikkat çeken özelliği yalnızca yürüyebilmesi değil, oldukça hızlı ve ucuz bir şekilde üretilmesiydi. Çalışması için 4 mikro işlemci, 22 sensör ve 12 servo motora ihtiyaç duyan Genghis, ihtiyaçlarına göre oldukça ucuz maliyetliydi.

NASA Mars Pathfinder & Sojourner (1997):

NASA, takvim yaprakları 1996’yı gösterirken Mars Pathfinder’ı uzaya fırlatmıştı. 4 Temmuz 1997 tarihinde Mars yüzeyine başarılı bir şekilde inen Pathfinder, gezegenin yüzeyinde birçok deney yaparak insanlığa önemli bilgiler sağlayacak olan Sojourner’i serbest bıraktı. Bu ikili araç, NASA’nın Keşif Programı adını verdiği bir proje ekibinin tasarımıydı ve asıl amaç düşük bütçeli uzay araçları yapmaktı.

ASIMO (2000):

1986 yılında otomobil üreticisi Honda, insana benzeyen ve insanların yararına hizmet edileceği belirtilen bir proje yapacağını açıklamıştı. Takvim yaprakları 2000 yılını gösterirken birkaç prototip sonrasında ASIMO doğdu. İnsan gibi yürüyen, hareket eden, konuşabilen, dinleyebilen ve en önemlisi de insan veya nesneleri tanıyabilen bir robot olan ASIMO, robot tarihindeki en önemli gelişmelerden biriydi.

BigDog ve Spot (2005):

Boston Dynamics tarafından ilk olarak 2005’te üretilen BigDog, dinamik olarak kararlı dört adet bacağa sahipti. Farklı koşullarda oldukça hızlı bir şekilde yol kat edebilme yeteneğine sahip olan BigDog, yüksek hızının yanı sıra yüksek ağırlıkları kaldırabiliyor ve darbelere karşı ayakta durabiliyor.

Şirket, daha sonrasında BigDog’un daha küçük boyutlu kardeşi olan Spot’u da ürettiğini açıkladı. İki robot da birçok amaç için kullanılabiliyor olmasına rağmen Spot daha küçük boyutlu olduğu için daha kullanışlı.

Kaynak: Webtekno

Dijital Pazarlama Haberleri: Dijital pazarlama için güncel dijital medya haberlerini birden fazla kaynaktan izinli yayınlayan platform.
Related Post