X

Pfizer’ın Koronavirüs Aşısı Hakkında 8 Önemli Detay

Herkes endişeli ve heyecanlı bir şekilde bütün dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınından kurtulmanın yollarını bekliyor. Tüm dünyaya umut verebilecek bir haber, geçtiğimiz günlerde Pfizer adlı bir ilaç firmasından gelmişti. 

Pfizer, kurucuları Türk doktor Uğur Şahin’in ve eşi Dr. Özlem Türeci olan Almanya merkezli BioNTech adlı firma birlikte Koronavirüs aşısı çalışmalarına çok uzun süre önce başlamıştı.  Yapılan son testlere göre aşı, gerçekten de umut vaad ediyor. Peki Pfizer’in koronavirüs aşı ne zaman çıkacak, nasıl uygulanacak? Gelin aşı hakkındaki detaylara ve başarı oranlarına gelin daha yakından göz atalım.

1. Türk doktorlar Uğur Şahin ve Özlem Türeci’nin aşıda büyük payı var:

BioNTech kurucu ortağı ve CEO’su Uğur Şahin, yapmış olduğu açıklamada Covid-19 Avrupa’da yayılmaya başladığı zaman, yani Ocak aylarının sonlarına doğru bu virüsün herkesi etkileyeceğini fark ettiğini söyledi. Prof. Dr. Uğur Şahin ve yine kendisi gibi doktor olan ve şirketin CMO koltuğunda oturan Özlem Türeci, Fransa’da ilk vaka görüldükten sonra 40 kişiden oluşan bir grup kurdu ve Project Lightspeed adlı aşı çalışmalarına hızlı bir şekilde başlandı.

BioNTech, uzun araştırmalar sonucunda 20 farklı aşı tasarlayarak bunu kemirgenler üzerinde denemeye başladı ancak şirket ne yazık ki uzun soluklu bir klinik araştırması yürütecek kadar kaynağa sahip değildi. Şirket, araştırmaları devam ettirmek ve aşıyı geliştirmek için Mart ayının ortasında Pfizer ile ortaklık kurdu.

2. Pfizer’in aşısında çığır açan Faz-3 deneyleri nasıl başladı, nasıl sonuçlandı?

Pfizer ve BioNTech, Faz-3 deneylerinde yaklaşık olarak daha önce Covid-19 tanısı konmamış 39.000 gönüllü kişiye aşı uygulaması yaptı. Türkiye dahil çeşitli ülkelerden katılım sağlayan adayların sağlık geçmişlerinin birbirinden farklı olmasının, aşının başarı oranını göstermekte büyük bir rol oynadığı belirtiliyor. 

Aşının etkisinin başarılı bir şekilde gözlemlenmesi için tüm adaylar, iki gruba ayrıldılar. Bir gruba iki doz aşı uygulanırken, diğer gruba plasebo etkisinin gözlemlenmesi için sadece tuzlu su verildi. Ancak başarının plasebo etkisinden değil, aşının kendisinden kaynaklandığı kısa bir süre içerisinde kanıtlandı. 

Yapılan deneyler sonucunda, aşının 1 hafta arayla iki doz uygulanması, adayların %90’ının virüse karşı bağışıklı olmasına olanak sağlarken, herhangi bir yan etkinin de söz konusu olmadığı gözlemleniyor. Şimdiye kadar 38.955 kişiye aşı yapıldı ve bu adaylar arasında, sadece 164 kişi Covid-19 hastalığına yakalandı. 

3. Aşı Türkiye’de de denenmişti:

Daha önce de belirttiğimiz gibi aşının denemeleri farklı ülkelerden katılım sağlayan adaylar üzerinden yapıldı. Bu ülkelerin içerisinde Türkiye de bulunuyordu. Aşının Türkiye’de kaç doz uygulandığı ve kimler üzerinde denendiği açıklanmasa da, Almanya ve ABD’de izlenen yolla aynı yolun izlendiğini düşünüyoruz.

Pfizer, Almanya’da gerçekleştirdiği deneylerinden sonra aşıyı ABD’de de denemeye başlamıştı. Maryland ve New York Üniversitelerinin tıp fakültelerinde bulunan adaylarla birlikte gerçekleştirilen bu deneyde aşı, ilk önce 18-55 yaş aralığındaki insanlara yapıldı. Bu kişilerde bir sağlık sorunu olmadığı tespit edilince de aşıyı 65-85 yaşlarındaki adaylara uygulamaya başladılar.

4. Pfizer’in koronavirüs aşısı kaç milyon doz üretilecek?

Pfizer, Covid-19 aşısı bekledikleri gibi başarılı olursa 2020 yılının sonuna doğru toplamda 40-50 milyon arası doz aşı üretebileceklerini belirtti. Aşının bir hafta aralıkla iki kere uygulanması en başarılı sonucu getirdiği için, bu aşı yaklaşık olarak 20-25 milyon insanda uygulanabilecek. Bu da, aşıya şimdilik sağlık çalışanları gibi yüksek risk grubunda bulunan insanların ulaşabileceğini gösteriyor.

2021 yılında ise doz oranı tam 1,3 milyara çıkacak. Küresel olarak salgını yavaşlatmak için 2021 yılı işaret edilse de Pfizer’in aşısının, tek başına yeterli olmayacağı, diğer aşı çalışmalarının da bir an önce başarıya ulaşıp uygulanmaya başlaması gerektiği söyleniyor.

5. Pfizer’in koronavirüs aşısı ne zaman piyasaya sürülecek? 

Pfizer, aşıyı piyasaya sürmeden önce FDA, yani ABD Gıda ve İlaç Dairesi’nden onay beklediklerini belirtti. FDA, bir aşıyı onaylamadan önce son faz deneylerine katılan adaylardan en az %50 başarı oranı beklediklerini ve aşı uygulanan insanları, en az iki ay boyunca takip etmeleri gerektiğini söylüyor. 

Eğer aşı uygulanan insanlarda nörolojik veya kalp rahatsızlığı gibi sağlık sorunları meydana gelmezse ve deneylerde yüzde elli başarı elde edilirse, Pfizer’in Covid-19 aşısı FDA tarafından onaylanacak. Pfizer, %90 başarı oranı ile birlikte şu anda bu iki aylık takibin son günlerinde ve önümüzdeki günlerde FDA onayı başvurusu yapmaya hazırlanıyor.

6. Pfizer aşısı, koronavirüse nasıl etki ediyor?

Pfizer’in aşısı, insan vücuduna mRNA adlı bir genetik materyal enjekte ediyor. Bu mRNA, protein üretmekle görevli olan hücrelerle iletişime geçiyor ve hücreler Covid-19 virüsünün dış çeperinde bulunan spike proteini üretmek için tetikleniyor. İnsan vücudu, bu spike proteinlere yanıt olarak antikor üretmeye başlıyor ve böylelikle aşı uygulanan kişi, enfeksiyona karşı bağışıklı hale geliyor. 

7. Gerçekten heyecanlanmalı mıyız?

Çoğu uzman, bilim insanı ve doktor, aşının son derece heyecan verici bir gelişme olduğu konusunda hemfikir olsa da, aşı haberine sevinmek için henüz erken olduğunu belirtiyorlar. Pfizer’den gelen sonuçların başlangıç niteliğinde olduğunu ve sonuçların sadece bir kısmının paylaşıldığını da belirtelim. 

Daha önce de belirttiğimiz gibi aşı yapılan 38.955 adayın arasında sadece 164 pozitif korona vakası tespit edildi. Aşı, insanda Covid-19’a karşı bağışıklık oluştursa da, ilerleyen dönemlerde nasıl yan etki yaratacağı hala muamma. Bu sebeple Pfizer, aşı uygulanacak kişileri 2 yıl boyunca takibe alacağını belirtti. 

Hevesimizi kıracak bir başka unsur da, aşının ne kadar süreyle etkili olacağının hala bilinmemesi. Yani aşı uygulandıktan sonra kişi ne kadar süreyle bağışıklık kazanıyor, henüz bilinmiyor. Ayrıca, aşı daha önce sadece Covid-19’a yakalanmayan insanlara uygulandığı için, aşının Covid-19 geçmişi olan hastalarda etkili olup olmayacağı da cevaplanmamış soruların arasında yer alıyor. 

8. Aşı normale dönmemizi sağlayacak mı?

Pfizer ve BioNTech’in aşısıyla birlikte diğer aşı adayları da yıl sonuna kadar başarı elde etmeyi ve seri üretime geçmeyi bekliyor. Ancak tüm aşı onayları en erken yıl sonunu işaret ettiği için, üretimin de son derece sınırlı olması bekleniyor. 

Sınırlı üretimle birlikte daha önce de belirttiğimiz gibi aşı ilk başta sadece yüksek risk grubunda bulunan insanlara uygulanabilecek. Yetkililer, 2021 yılının yazına doğru küresel bir aşı uygulamasını beklemediklerini vurgularken, önümüzdeki yılda da tedbirleri titiz bir şekilde devam ettirmemiz gerektiğini söylüyor. 

Yani sonuç olarak sosyal mesafe ve maskeden kurtulmak için biraz daha beklememiz ve tedbiri asla elden bırakmamamız gerekiyor. Johns Hopkins Üniversitesinde enfeksiyon hastalıkları uzmanı olan Dr. Lisa Maragakis, “tedavi yöntemini ve aşıyı beklerken enfeksiyonu engellemeye yönelik olan çabalarımızı iki katına çıkarmalıyız” diyor. 

Kaynak: Webtekno

Dijital Pazarlama Haberleri: Dijital pazarlama için güncel dijital medya haberlerini birden fazla kaynaktan izinli yayınlayan platform.
Related Post