Razer son dönemde kontrolcüleriyle de çok beğenilen bir firma olmayı başardı. Birbirlerine oldukça benzeyen ürünler olmasına rağmen PlayStation‘da Raiju, Xbox‘da ise Wolverine ismiyle piyasaya sürülen kontrolcüler muhteşem teknik özellikleri yanında maalesef bazı yazılım defektleri ile de konuşuldular. Özellikle Raiju Ultimate gibi muhteşem bir ürünün kablosuz modda lag yaşamasına sebep olan firmware probleminin çözülmesi aylar sürdü. Bu süreç Razer’ı biraz yormuş olmalı ki yeni nesil kontrolcülerin tasarımı konusunda ince elenip sık dokunmuş.
Kablosuz, yeni nesil “Ultimate” modelleri beklerken karşılaştığımız ilk ürün Wolverine V2 ve kendisi direkt olarak Wolverine Tournament Edition‘ın yerini alıyor. Özellikle bizim gibi ülkelerde çok önemli olan bir detayla başlayalım, yurt dışında eski modelden 20$ daha ucuza sunulan ürün ülkemizde de eski Wolverine Tournament Edition’dan neredeyse 600 TL daha ucuza, 1200 TL‘ye satılmakta. Ürünü Xbox One, Xbox Series X/S ve PC üzerinde (Windows 10 şart) kullanabiliyorsunuz.
Gelelim tasarıma, bu konuda da ciddi yaklaşım farkları var. Razer, eski Wolverine’in saldırgan tasarımı yerine mevcut Xbox Series X/S kontrolcülerine benzeyen, daha rafine ve daha mütevazı bir tasarım tercih etmiş. L şeklindeki yeni avuç içi destekleri eski modele göre ağırlık merkezine daha yakın, böylece kontrolcü elinizdeyken çok daha dengeli ve ergonomik hissettiriyor. Razer kontrolcünün yan-alt yüzeylerinde elden kolay kolay kaymayan lastik bir kaplama kullanmış. Wolverine V2’nin ağırlığı da 274 gram, eski modelden sadece 18 gram ağır. DualShock 4’ün 220 gram olduğunu düşünülürse hiç de fena sayılmaz, ağır hissettirmiyor.
Razer’ın biçtiği Mecha-Tactile Action anahtarlar da Wolverine V2’de kendisine yer bulmuş. Sadece 0.65mm (Standart kontrolcüde 1mm civarında) hareket mesafesi bulunan bu anahtarlar sayesinde oyunlarda çok daha hızlı tepkiler vermek mümkün. Bu anahtarların kullanımı, tuşların sünger hissiyatını da ortadan kaldırmış. Aynı anahtarların D-Pad’de de kullanıldığını belirtelim.
Razer bu modelde de çok beğenilen ayarı değiştirilebilir tetikleri kullanmış. Her iki tarafta bulunan birer düğme sayesinde klipslerin hareket mesafesini birer birer veya ayrı ayrı değiştirebilmek mümkün. Böylece yarış oyunlarında tetik tuşunu bir gaz pedalı gibi kullanabilir, FPS oyunlarında ise daha hızlı tepki vermek için hareket mesafesini kilitleyip adeta bir fare tuşu gibi kullanabilirsiniz. Küçük bir detay belki ama inanın, inanılmaz bir konfor sağlıyor. Ayrıca R/L tuşlarının ortasında da M1/M2 tuşlarına yer verilmiş. Ergonomisi yeterli düzeyde, dilediğiniz gibi ayarlamanız da mümkün.
Peki bu modelde Synapse 3 desteği var mı, maalesef hayır. Razer RGB desteğinden vazgeçmiş ancak geriye kalan tüm ayarlar için Xbox ve PC için Razer Controller Setup programını indirebilirsiniz. Synapse 3’e dahil edilse ne güzel olurdu ama belli ki bu konuda teknik güçlükler söz konusu. Ürünün kablolu olduğunu söylemiştik, kablonun boyutu ise son derece etkileyici. 3 metrelik kablo sayesinde koltukta otururken oyun keyfini sürdürmeniz mümkün. PC başındayken de kabloyu rahatlıkla klips altında toplayabiliyorsunuz, böylece sağa sola dolanmıyor.
Son olarak cihazın üzerinde kulaklık için 3.5mm jack desteği de bulunuyor. Böylece uyumlu herhangi bir kulaklığı kontrolcü üzerinden kullanabilmeniz de mümkün. Şu ek aparat gerekliliğinden vazgeçmeleri ne kadar da güzel oldu, değil mi?
Sonuç
Sonuç olarak Razer hakikaten başarılı bir ürüne imza atmış. Standart kontrolcünün 1.5 katı bir para verip vermemek elbette oyuncuya kalmış zira bunlar biraz “niche” ürünler. Xbox X/S kontrolcüsünün verebildiğinden fazlasını istiyorsanız sizin için ciddi bir alternatif olabilir.
CHIP Online Notu: %89
+ Son derece ergonomik ve rahat
+ Ayarlanabilir tetikler
+ Mecha-Tactile anahtarlar
+ Ekstra M1/M2 tuşları
+ Uzun kablo
– RGB desteğinden vazgeçilmesi herkesin hoşuna gitmeyecektir ama tercih meselesi.
Kaynak: Chip