Modern tıp, sadece fiziksel durumlar için değil aynı zamanda duygusal durumlar için de birkaç ilaca ve kullanışlı maddeye sahip. Bu ilaçların kullanımlarını sağlıkçılar onaylamasa da uyku hapları veya anti-depresanlar çoğu insanın kullandığı ve ihtiyacı olan ilaçlar arasındalar. İlaçlar genel olarak baktığımız zaman vücudumuzda ters giden şeyleri düzenlemek amacıyla bizlere yardımcı olan maddeler. Bu gibi özelliklerinden dolayı ilaçlar, insanlar için çoğu zaman merak konusu olmuştur. “Ağrı kesici neremin ağrıdığını nereden biliyor?” gibi soruların sorulmasına neden olan ilaçlar arasında direkt olarak beyini etkileyenler, oldukça karmaşık yapıda olan ve çalışma şekli kişiden kişiye farklılık gösteren maddelerdir. Birçok çeşiti bulunan bu ilaçların çoğu, doğada bulunan ve başlı başına bir mucize olan mantar türlerinden ilham alınarak üretilmiştir.
Milyonlarca türü olan mantarlar, bu kalabalık tür sayısı içerisinde oldukça farklı özelliklere sahip olanları da barındırıyorlar. Doğanın mucizesi olan bu varlıkları bazen besin, bazen üretim, bazen de ilaç olarak kullanabiliyoruz. İlaç olarak kullanılan mantarlar, yani “Magic Mushroom” olarak bilinen halüsinojen mantarlar, doğru oranda tüketildiği takdirde yiyen kişiye halüsinasyonlar gördürüyor, kişinin varsa uyku sorunlarını çözebiliyor, depresiflikte azalma yaşatıyor ve son derece eğlenceli olabiliyor.
İnsan beyni gibi kompleks çalışan bir yapıya halüsinasyon gördürmek oldukça zordur. Bunu içerdiği doğru maddeler sayesinde gerçekleştirebilen bu mantarlar temel olarak psilocybin ve psilocin içerirler. Sihirli mantarların içinde doğal olarak bulunan bu iki madde ilaç üretimi açısından son derece önemlidir.
Psilocybin
Psilocybin sihirli mantarlarda bulunan ve halüsinasyon etkisine büyük ölçüde sebep olan maddedir. Hiçbir yönden zararlı olmayan bu madde, obsesif kompulsif bozukluğu olan kişileri bu ciddi sorundan anında kurtarabiliyor ve onlara 24 saate kadar sorunsuz bir hayat sunabiliyor. Obsesif kompulsif bozukluğu olan hastalar herhangi bir konuyu, bir hissi, bir fikri veya bir davranışı fazlasıyla düşünürler ve bu düşünceler o kişini beyninde bir anlamda “aşırı yükleme” etkisi yapar çünkü düşünülen düşüncelerin hepsi olumsuzdur. Bu ciddi psikolojik rahatsızlığı anında ortadan kaldırabilmesine rağmen ağır halüsinojik etkilere sebep olan psilocybin, bu nedenle sadece durumu ağır olan hastalara doktor gözetiminde verilir. Günümüzde hala bu maddenin halüsinasyon etkisi yaratmayan hali üretilmeye çalışılmaktadır.
Psilocin
Psilocybin maddesinin parçalanmış hali olan psilocin, bu maddenin aksine karaciğer tarafından parçalandığı için küçük boyutlara ulaşabilir ve direkt olarak beynin sinir sistemine etki eder. Anında insanda mutluluk, huzur, canlılık ve heyecan gibi duyguların yaşanmasını sağlayan serotonin nörotransmitterini etkileyen ve serotonin üretimini tetikleyen psilocin, temel olarak sihirli mantarların mutluluk etkisi yaratmasını sağlar. Aynı zamanda görme ve hissetme görevlerinde büyük rolü bulunan raphe çekirdeklerini de etkileyen psilocin, beyindeki neredeyse bütün işlemlerin aynı anda yapılmasını sağlar ve böylece normalde birbirleriyle aynı anda çalışmayan beyin bölümleri çalışarak kullanıcı halüsinasyon görür, mod değişimleri yaşar, geçici hafıza kayıplıkları deneyimler. Yarattığı etkilere bakılarak bir uyuşturucu maddesi olan LSD'ye benzetilen psilocin, LSD'nin aksine hiç zararlı değildir ancak sebep olduğu değişimler kontrolsüz kişiler için oldukça tehlikeli olabilir. Psilocybin'e göre etkisi çok daha az sürer, yaklaşık 3 saat kadar.
(Mantarların etkisi altında görülen görüntülere benzetilen görsel örnekler)
Sihirli mantarları “sihirli” yapan iki ana madde, bu mantarların neden çok farklı ve değerli olduğunu göstermektedir. Çoğu ülkede uyuşturucu maddeler kategorisine dahil edilmiş olmalarına rağmen sihirli mantarların doğru olanları, doğru miktarda tüketildiği takdirde vücuda hiçbir zarar vermezler. Ancak oluşan halüsinasyonların etkisi, kişinin kendisinde tramva yaratacak şeyler görmesine de neden olabilir. Bu nedenle kullanan kişilerin gerçeklikten tam olarak kopmaması ve beyin fonksiyonlarını alıştırması adına düşük dozlarla, tamamen doktor kontrolünde başlaması gerekir.
Kaynak: Webtekno