Yapay Zekâ ile 2050 Yılındaki Distopik Türkiye’yi Resmettik!
- 747 Views
- 20 Ocak 2024
TikTok’un çocuklara etkisi düşündüğünüzden fazla!
TikTok, çocuk içerikleri yüzünden ABD’de davalık oldu. Bazı eyaletler, sosyal medya platformunun yanıltıcı olduğunu söylüyor.
Bunu paylaş:
- Twitter üzerinde paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Linkedln üzerinden paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- WhatsApp'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Skype'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Arkadaşınızla e-posta üzerinden paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Yazdırmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- 735 Views
- 20 Ocak 2024
Xiaomi Mix Flip’te uydu desteği olacağı kesinleşti
Xiaomi’nin yeni katlanabilir telefonu Mix Flip, uydu bağlantı desteği ile sertifika aldı, bu özellikle kullanıcılara daha geniş kapsama alanı ve güvenilir bağlantı sunuyor.
Bunu paylaş:
- Twitter üzerinde paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Linkedln üzerinden paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- WhatsApp'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Skype'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Arkadaşınızla e-posta üzerinden paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Yazdırmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- 672 Views
- 20 Ocak 2024
Tecno Phantom V2 Fold, Geekbench’te önemli özellikleriyle ortaya çıktı
Tecno’nun katlanabilir akıllı telefonu Phantom V2 Fold, Geekbench testinde görülen anahtar özellikleriyle dikkat çekiyor, katlanabilir telefon pazarında yeni bir oyuncu olarak yerini alıyor.
Bunu paylaş:
- Twitter üzerinde paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Linkedln üzerinden paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- WhatsApp'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Skype'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Arkadaşınızla e-posta üzerinden paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Yazdırmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- 649 Views
- 19 Ocak 2024
Snapdragon 8 Gen 3, Exynos 2400’ü geride bıraktı
Snapdragon’ın yeni 8 Gen 3 işlemcisi, Galaxy S24 serisindeki erken benchmark testlerinde Exynos 2400 modelini geride bırakarak, performans konusunda yeni standartlar belirliyor.
Bunu paylaş:
- Twitter üzerinde paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Linkedln üzerinden paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- WhatsApp'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Skype'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Arkadaşınızla e-posta üzerinden paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Yazdırmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- 550 Views
- 23 Mayıs 2023
- Teknoloji & Bilim
Alternatif evrendeki Türkiye’nin distopik filmlerdeki/kitaplardaki ortamlardan bir farkı yok. İnsanlar mutsuz, hayat pahalılığı var, otoriter bir rejim hakim.
Hak, hukuk, adalet artık yok; muhaliflerin yönetimde olması yasak. 30 yıllık tek adam rejiminin ardından başa geçen yeni diktatör, önceki diktatörün akrabası ve 20 yıldır ülkenin başında.
Daha önce “Paralel Evrendeki Ütopik Türkiye”yi resmetmiştik:
Bu evrendeki Türkiye gayet modern ve insanların huzur içinde olduğu bir ülkeydi (Tamamen editöryal bir kurguyla hazırlanmıştı).
Şimdiyse karanlık ihtimale, “Paralel Evrendeki Distopik Türkiye”ye bakıyoruz. Bu senaryo, yapay zekâ modeline ait.
2050 yılında Türkiye, distopik bir alternatif evrende yer alıyor. Teknolojik ilerlemeler olağanüstü boyutlarda ama bu ilerlemeler insanlık için umut vaat eder bir şekilde değil.
Dünyanın bu bölgesinde, insan hakları ve demokrasi kavramları büyük ölçüde aşındı, çevre ve iklim krizi ise belirgin bir şekilde sertleşti.
Türkiye, “Büyük Teknokrasi” adı verilen bir yönetim sistemine geçiş yaptı.
Bu sistemde, büyük teknoloji şirketlerinin neredeyse sınırsız gücü var. Devlet, günlük yaşamın her yönünü dijital olarak izlerken, insanlar da sıklıkla “Akıllı Vatandaşlık” programı aracılığıyla bu gözetim ağına dahil oluyor.
Bu program, günlük aktivitelerini ve sosyal puanlarını izleyerek ve yöneterek vatandaşlarına “iyi vatandaşlık” için mükafatlar sunuyor.
Ekonomik uçurum daha da derinleşmiştir. Yıllar önce en büyük 20 ekonomi arasında yer alan Türkiye, artık ilk 30’da bile değil.
Enflasyon hiçbir zaman açıklanmıyor. Bilinen tek şey, fiyatların sürekli arttığı. Teknolojik elitler ve onların çevresindekiler büyük şehirlerde lüks içinde yaşarken, kırsal bölgelerde ve daha az gelişmiş şehirlerde yaşayanlar ciddi şekilde fakirleşti.
Bazıları, teknokratların “Veri Çiftlikleri”nde, yani insanların bilinçli olarak karmaşık veri işlemi ve yapay zekâ eğitim görevlerine ayrıldığı yerlerde yaşamak için gönüllü olmuştur.
Çarpık binalar, gri betonlar bütün şehri kaplamış durumda. Üstelik 15 yıl önce yaşanan Büyük İstanbul Depremi’ne rağmen ders alınmamış ve çarpık kentleşmeye devam edilmiştir.
Çevre kirliliği ve iklim değişikliği, yaşamı giderek daha zor hale getiriyor.
Artan sıcaklıklar, genellikle içme suyu sıkıntısı, kuraklık ve sık sık enerji kesintileri yaşanan geniş bölgeler yaratıyor. Ülkenin kıyıları, deniz seviyesinin yükselmesi nedeniyle büyük ölçüde yok oldu ve birçok kişi iç bölgelere göç etmek zorunda kaldı.
Hava kirliliği o kadar yoğun ki insanlar maskeyle dolaşmak zorunda kalıyor. Hava kirliliğine bağlı sebeplerden dolayı hastaneler dolup taşıyor.
İnternet özgür bir bilgi kaynağı olmaktan çok, hükümetin ve teknoloji şirketlerinin kontrol ettiği bir alan haline geldi.
Her ne kadar bu durum karşısında direnen bazı gruplar olsa da çoğunlukla sansürlenmiş veya sessizleştirilmişler. Bununla birlikte, bazılarının bu baskıyı aşmayı başardığı ve direniş hareketlerini canlandırdığı söylentileri dolaşıyor. Ancak bu isyanların ne kadar etkili olduğu veya ne kadar süreceği bilinmiyor.
Bu distopik Türkiye, aynı zamanda çelişkili bir yer. Çünkü tüm bu sıkıntılara rağmen, insanların hâlâ birlikte olma, sevdiklerini koruma ve daha iyi bir dünya için umut etme ve mücadele etme kapasiteleri var. Bu direnişin nereye varacağı henüz bilinmese de umut ışığı sönmüş değil.
Türkiye’nin başında olan lider, “Büyük Teknokrat” olarak anılıyor.
Bu kişi, geniş yetkilere sahip olan ve teknoloji şirketlerinin en üst düzey yöneticileri arasından seçilen bir figür. Teknolojik elitler arasında en parlak ve becerikli olarak kabul edilen Büyük Teknokrat, hem devletin hem de büyük teknoloji şirketlerinin faaliyetlerini koordine ediyor.
Büyük Teknokrat, veri bilimi ve yapay zekâ konusunda önde gelen bir uzman. Gücünü, bireylerin yaşamlarının her yönünü kontrol etme ve yönlendirme yeteneğinden alıyor.
Toplumun tamamını yönetmek için karmaşık algoritmalara dayalı bir yönetim sistemi kullanan bu lider, kararlarını veriye dayalı “nesnel” kriterlere dayandırdığını iddia ediyor.
Büyük Teknokrat’ın liderliği, şeffaflıktan uzak. Teknoloji şirketlerinin ve devletin iç işleyişine dair bilgiler, vatandaşlardan büyük ölçüde saklanıyor.
Bununla birlikte, liderliği sürekli olarak “iyi vatandaşlık” konseptini teşvik ediyor ve toplumun her kesimini sürekli izleme ve değerlendirme sistemini normalleştiriyor.
Büyük Teknokrat, son derece karizmatik ve ikna edici bir figür. Ancak, onun liderliği altındaki Türkiye’de, hakların ve özgürlüklerin aşındığı ve demokratik süreçlerin büyük ölçüde ortadan kalktığı bir gerçek.
Hükümetin ve teknoloji şirketlerinin birleşik gücü, bireylerin yaşamlarını hiç olmadığı kadar kontrol altına alıyor ve alternatif görüşlerin bastırılmasına yol açıyor. Hatta hükûmet yanlısı halk, bir muhalifi kolayca ihbar ederek onun yakalanmasını sağlayabiliyor.
Hükûmet, Mars’a gönderdiği uzay aracıyla ve elinde bulundurduğu nükleer bombaların sayısıyla övünüyor.
Halkın önemli bir kesimi tarafından destekleniyor. Çünkü yayın organlarının tamamı devletin elinde. Halk sadece bu yayınlardaki bilgilerle besleniyor. Muhalifler ise gizli ve kaçak yayınlarla iletişimde kalabiliyor.
Yabancı uygulamaların ve sitelerin çoğu yasaklı. Sadece devletin yaptıklarını kullanmanıza izin veriliyor. İnternetteki her yazışmanız devlet tarafından izleniyor. Ülkeden çıkış yasak. Kaçmaya çalışırken yakalananlara idam cezası veriliyor.
İstiklal Caddesi, bir zamanlar İstanbul’un kalbi ve en canlı caddesi olmuştu. Ancak 2050’de alternatif evrende, bu cadde de büyük değişimlere uğradı.
Büyük demografik değişim yaşandı ve İstiklal Caddesi’nin tarihi binalarının tamamı estetikten yoksun tabelalarla kaplandı. Bununla birlikte, caddenin atmosferi artık çok daha sessiz ve kontrollü.
İnsanların gruplar halinde dolaştığı, müzisyenlerin sokakta çaldığı ve insanların spontane etkinlikler düzenlediği günler çoktan geçmiş gibi görünüyor.
Caddelerde ilerledikçe, büyük ekranlar ve holografik reklam panoları vatandaşlara sürekli olarak şehrin emniyet müdürünün mesajlarını ve “Akıllı Vatandaşlık” programının teşviklerini gösterir.
Yüzünden öfke eksilmeyen müdürün hologramları, şehrin dört bir yanında halka korku salıyor.
Herkesin hareketleri izleniyor ve analiz ediliyor, ve halka açık alanlarda toplanmanın sıkı kontrol altında olduğu bir atmosfer var.
Sokaklarda dolaşan ahlak bekçilerinin yetkileri çok fazla. Herhangi bir hükûmet eleştirisi yaptığınızı duyarlarsa yargılanmadan içeri atılabilirsiniz.
Toplu ulaşımlarda adım atacak yer yok.
Caddelerde yürümek imkansıza yakın. Birbirinin dilini anlamayan çok fazla insan var. İnsanların suratı daima asık. Ancak, İstiklal Caddesi’nde umudun tamamen yok olduğunu söylemek yanıltıcı olur.
Direniş grupları, gizli mesajları grafiti sanatı aracılığıyla ve yüksek teknolojili sistemlerin gözünden kaçan diğer yaratıcı yöntemlerle iletiyorlar.
Bazı eski kafeler ve barlar, direnişçilerin buluştuğu ve planlar yaptığı yerler olarak hala işlev görüyor. Ve belki de en önemlisi, insanlar hala bir araya geliyor, hikayeler anlatıyor ve birlikte daha iyi bir gelecek umuduyla mücadele ediyorlar. Yani, İstiklal Caddesi’nin kalbi hala atıyor – sadece biraz farklı bir ritimle.
2050’deki distopik alternatif evrende, Türkiye’de seçim süreci büyük ölçüde değişti.
Seçimler, teknoloji şirketlerinin denetimi altında ve Büyük Teknokrat’ın gözetimi altında “Dijital Seçimler” olarak gerçekleştiriliyor. Bu, tüm seçim işlemlerinin çevrim içi ve dijital olarak yürütülmesi anlamına geliyor.
Oylar, “Akıllı Vatandaşlık” programının bir parçası olarak bir dijital platform üzerinden veriliyor. Her vatandaş, kimlik doğrulama sürecinden geçtikten sonra oy verme hakkına sahip. Ancak, bu süreç, hükümetin ve teknoloji şirketlerinin seçim sürecini etkileme ve hatta manipüle etme yeteneği yarattı.
Örneğin, sosyal puanlama sistemine dayalı bir mekanizma, bireylerin oy kullanma haklarını ve seçimlere katılım oranlarını etkileyebiliyor. Daha yüksek sosyal puanlara sahip olanlar, öncelikli oy hakkı gibi bazı avantajlara sahip olabilirken, düşük puanlara sahip olanlar oy kullanma haklarını kaybedebilir.
Bu durum, seçim sürecinin demokratik olmaktan çok uzak olduğunu gösteriyor. Adayların belirlenmesi süreci de şeffaf olmaktan uzak. Büyük Teknokrat ve onun teknoloji şirketlerinden oluşan danışma kurulu, adayları belirliyor ve halkın adaylar üzerinde herhangi bir etkisi olmuyor.
Seçimlerin sonuçları ise genellikle şaibeli oluyor.
Oy sayımı, algoritmalara dayalı otomatik bir süreçle gerçekleştiriliyor, bu da manipülasyon ve hile yapma ihtimalini artırıyor. İktidar partisinin sürekli olarak seçimleri kazanması ve muhalefetin sesinin çoğunlukla bastırılması, bu durumun bir göstergesi.
Ancak direniş grupları, bu duruma karşı çıkmak ve gerçek demokratik süreçlerin geri getirilmesi için mücadele etmek adına hala çaba sarf ediyorlar.
Böyle bir Türkiye’deki yaşlı bir adam, odasında sakladığı yasaklı kitabın arasına sıkıştırdığı bir fotoğraf bulur.
Adı, fotoğrafları, görüşleri, heykelleri yasaklanmış olan bir liderin fotoğrafıdır bu. Torunu, yaşlı adamın odasına girer ve “Dede, bu kim?” der. Cevap bile veremez yaşlı adam.
-SON-
Kaynak: Webtekno
Bunu paylaş:
- Twitter üzerinde paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Linkedln üzerinden paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- WhatsApp'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Skype'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Arkadaşınızla e-posta üzerinden paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Yazdırmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
İlgili
Dijital pazarlama için güncel dijital medya haberlerini birden fazla kaynaktan izinli yayınlayan platform.